Hükümet 2001 yılında bütçeyi sıkı tutar ise istikrar programındaki iyiye gidiş devam edecek.
Amma ve lakin halkımızın durumu biraz daha kötüleşecek...
Her istikrar programı uygulamasının faturasını halk öder. Halkın durumu bir süre kötüleşir. Ama halka şu söz verilir: "Birazcık sık dişini...birazcık fedakarlık et...iki yıl sonra - üç yıl sonra - beş yıl sonra senin durumun çok iyi olacak..."
Bizim uygulamamızda eksik olan halkımıza kimsenin açık seçik bir söz vermemesi, bir ümit kapısı açamamasıdır...
Halkımız 1999 yılını kötü geçirdi. 2000 yılında dişini sıktı. Sesini çıkarmadı.
Şimdi hükümetin hazırladığı bütçe tasarısına göre, 2001 yılında halkın dişi biraz daha sıkılacak...
İyi de sıka sıka ağzında diş kalmayan bu halk, ne zaman "gülecek?"
Ne zaman halkımız bu fedakarlığının meyvesini toplayacak?..
İşte eksik olan bu...
Halka anlatılmayan şeyler var: Anladık hedef, enflasyonu yüzde 10'un altına çekmek... Bunun için memurun, işçinin, emeklinin, çiftçinin gelirine geçen yıl fren getirildi. Bu yıl frenleme sürecek... Ama memura, işçiye, emekliye, çiftçiye anlatmak gerekiyor. "Acep, bu fren ne zaman gevşeyecek? Gevşeyince ne olacak?.."
2001 yılı bütçesi denilen şeyin özeti şudur:
1- Harcamalar 2000 yılındaki çizginin altına inecek.
2- Buna karşılık gelirler artırılacak.
Bu özet karar, kağıt üzerinde yerlisiyle, yabancısıyla hükümete not vereceklerin alkışlayacakları, "Aferin" diyecekleri bir karardır.
Ama bu özet kararın, "halk için tercümesi" şudur:
- Ey memur, ey işçi, ey emekli, ey çiftçi 2001 yılında senin durumun 2000 yılından birazcık daha kötü olacak. Vatan senden fedakarlık bekliyor.
- Ey esnaf, ey tüccar, ey zanaatkar kusura bakma, piyasa 2001 yılında önceki yıllardan daha da kötü olacak. Sakın yaprak kımıldamayınca telaşa kapılma... Ağlama sızlama...
- Ey halkım kusura bakma... Özelleştirmeyi yapmak istemiyoruz, yapmaya kalksak beceremiyoruz. Devletin harcamasını kısmak için lojmanları, Mercedes otomobillerini, korumaları azaltamıyoruz. Zaten kümese girmiş kazları biraz daha yolmak zorundayız. Özel vergiler getireceğiz. Onlar da yetmediğinden KDV'leri yükselteceğiz.
Sayın okuyucularım, bizim hükümetimiz Ankara hükümeti olduğu için, politikacılarımız halk ile ilişkilerini kestikleri için, halkımızın derdini de anlamıyor, merakını da gideremiyor. Haydi derdini anlamıyor. Merakını giderse bari... Halkın merakı, halkın sorusu şu:
- Anladık... İstikrar programının hedefi enflasyonu aşağıya çekmek. Maşallah geçen yıl enflasyon yüzde 70'lerden yüzde 35'lere indi. Maşallah faizler yüzde 100'lerden yüzde 40'lara indi... Maşallah dolar ve mark fiyatları kazığa bağlı kaldı.
Hepsi iyi de... Bütün bunlar halka ne yarar sağladı? Bunlar oldu diye halk ne kazandı? Tersine bunlar olcak diye halk kemer sıkıyor. Bunlar oluyor... Bunlar oldukça Anmara'dakiler halkımıza biraz daha kemer sıktırıyor.
Şimdi hükümetin açıkladığı, 2001 yılı bütçe tablosuna bakarak halkımıza gelecek yıl neler olacağını özetliyeyim:
1- Bu bütçeden memura, işçiye emekliye, çiftçiye para çıkmaz. 2000 yılında yüzde 20 - yüzde 25'lik enflasyon hedeflerinin yüzde 30 - 35 bandında gerçekleşmekte olduğunu göre göre, 2001 yılı için yüzde 10 - yüzde 12'lik enflasyon hedefini belirleyenler, memura, işçiye, emekliye ve çiftçiye gelecek yıl için yüzde 15'ten fazla zam veremez.
2- Dar ve sabit gelirlilerin zam alamaması, piyasayı etkiler. İç piyasada büyüme olamaz. 2000 yılında faizden çözülen para ile ertelenmiş talep piyasaya hareket vermişti. Tüketici kredileri saman alevi gibi parlamıştı. 2001 yılında bu ek talep gücünü kaybedecek.
3 - Bütçe harcamalarındaki sınırlama, devlet babanın hizmetlerini aksatacak. Yollar onarılamayacak, enerji yatırımları aksayacak. Okul hastahane inşaatları duracak. Altyapıda aksaklıklar görülecek. Kamu harcamalarındaki sınırlama iç piyasayı olumsuz etkileyecek. Aş ve iş arayanlar çoğalacak.
Ey halkım... "Türkiye dünya devleti oluyor" diye uyutuyorlar. Dünya devleti olmanın ölçüsü kişi başı üretim - kişi başı gelirdir. Türkiye'de kişi başı üretim - kişi başı gelir 1993 yılında 3.033 dolardı. 2001 yılında da 3.000 dolar olacak... Yıl 1993 - yıl 2001... Ey halkım 9 yıldır olduğun yerde duruyorsun. Üretim yapamıyorsun. Üretiminde artış sağlayamıyorsun. Üretimin artmadığı için başkaları 15 bin ile 35 bin dolar arasında kişi başı gelir düzeyinde yaşamını sürdürüken, sen 3 bin dolarlık bir gelir çizgisinde fakirliğin ezikliğini yaşıyorsun...
Kimse sana üretimini artırmanın yolunu açmıyor. Yetersiz üretim ve gelir çizgisinde kalmanı sağlayacak tedbirleri sana "istikrar tedbirleri" olarak yutturuyorlar.
Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr