Türkiye’nin Afganistan’a asker göndermesi ekonomiyi daha da kötü duruma getirecek. Devletin gelirleri azalacak, savunma harcamaları artacak, istikrar programı uygulanması imkansız hale gelecek.
Karardan dönüş olamaz... Ama bu kararın ekonomiye getireceklerini ve götüreceklerini (bu sayfa ekonomi sayfası olduğundan, burada sadece olayın ekonomik boyutunu alıyoruz) bilmekte yarar vardır.
"Türkiye’nin ekonomisi kötü durumda. Buna rağmen Afganistan’da ABD’yi destekliyor. Bu ülkeye yardım etmek lazım" diyerek hiçbir ülke Türkiye’ye "dolar" göndermez. "Dolar bekleyişi" karşılığı "ABD’yi desteklemek" de Türkiye’ye yakışmaz. Bu resmen "para karşılığı" harbe girmek olur. Böyle bir bekleyiş içindekiler Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olur. Uluslararası finans çevreleri harbe girdiği için Türkiye’ye borç vermekte ayak sürümeye başlar. Türkiye kıt döviz kaynaklarının büyük kısmını savunma harcamalarına aktarmaya mecbur kalır.
Sorulması gereken sorular
Şimdi gelelim Türkiye’nin (şimdilik) 90 mevcutlu da olsa asker göndererek Afganistan’da savaşa girmesine... (1) Anayasa’ya göre savaşa girme kararı verildiğinde ordu savaşa girer. (2) Ancak sorulması gereken soru şudur: Biz bu savaşa neden giriyoruz? Bizden başka bizim yanımızda kimler var? Karşımızda kimler olacak? Bu savaşa ne kadar gireceğiz? (3) Biz bu savaşa NATO üyesi olarak mı katılıyoruz? Bizden başka diğer NATO üyeleri de katılıyor mu? Birleşmiş Milletler kararı ile mi katılıyoruz? Birleşmiş Milletler’in diğer üyeleri de katılıyor mu? ABD’nin dostu olarak mı katılıyoruz? ABD’nin başkaca hangi dostları katılıyor? Bu savaş nasıl çıktı? (1) Ana "teori", Afganistan’ın ABD’deki 11 Eylül saldırısının ardındaki ülke olduğudur. (2) Her ne kadar suçlu bulunamadı ise de, Afgan idaresi "Benim bu iş ile ilgim yok" dememiştir. Zanlı Bin Ladin’i teslime yanaşmamıştır. Cihat açmıştır. Bu nedenle cezayı hak etmiştir. (3) Terör hareketlerinin cezasız kalmayacağını göstermek için, Bin Ladin yakalanmalı, onu destekleyen Afgan yönetimi cezalandırılmalıdır. (4) Savaşın "gerekçesi" bu olduğuna göre savaş bu nokta ile sınırlı kalmalıdır.
Ekonomi rezil olur
Bin Ladin yakalanacak, Afgan yönetimi cezalandırılacak. Afganistan yeniden yapılandırılacak safhası (aşaması) "ham hayalödir, ve Türkiye’nin bulaşmaması gereken bir iştir. Türkiye cezalandırmaya katılır ama, yeni ülke inşa etmeye katılamaz. Hiçbir güç bir ülkeye giderek o ülkeyi yeniden yapılandıramaz. Ülkelerin istikrara kavuşmaları için kendi başlarına bırakılması şarttır.
Dünyaya "nizam" vermeye kalkmak, "yüksek insan" rolüne soyunarak başkalarına medeniyet öğretmeye, onları adam etmeye çalışmak bunu yapmaya kalkan ülkelerin "çirkin ülke", o ülke insanlarını "çirkin insan" yapar.
Türkiye’nin Afganistan’da savaşa girme kararı içeride yavaş yavaş tırmanan sosyal huzursuzlukların kapısını açacaktır. Bugün olmasa bile yarın şu tepkiler başlayacaktır: (1) Yemen’den sonra şimdi Afganistan!.. Yazık değil mi bizim askere? (2) Hıristiyanlar, Müslümanı Müslümana kırdırmak istiyor. Hem de Ramazan ayında! (3) ABD Müslümanları sevmez, Müslümanlar ABD’yi? Türkiye neden ABD’nin yanında yer alıyor? (4) Türkiye başını belaya sokacak. Girdi mi çıkamayacak. Müslüman ülkelerle arası bozulacak. (5) İçeride sağcılar ile solcular gürültü çıkartacak. Hükümet halkı ile ters düşecek. (6) Ekonomi zaten rezil durumda idi, daha da rezil olacak...
Asker gönderme kararı, nerelere yayılacağı, ne kadar süreceği belli olmayan savaşa Türkiye’nin katılması demek olduğuna göre, bundan sonra kontrol elden çıktı demektir. Olacaklara hazırlıklı olmak gerekir. Harp ülkeye bir şey getirmez ama çok şey götürür. Bunu da baştan bilelim de hazırlıklı olalım.