Hükümetin işi zor mu zor... Halka bir şeyler vermek istiyor. Halka bir şeyler verebilmesi için paraya ihtiyaç var. "Merkez Bankası musluğu" da "bütçe musluğu" da kapalı.Borcu döndürebilmek için her gün daha çok vergi toplamak zorunda. Topladığı verginin büyük kısmı, faize ve personele gidiyor. Kalanı da, IMF zoruyla, "faiz dışı fazla" adı altında, borç ödemesine aktarıyor.Fakat hükümet bir şeyler yapmak, yatırımları hızlandırmak, işsizlere iş bulmak, çiftçiye, esnafa bir şeyler vermek arayışında. Bunları yapmaya kalksa, ya daha çok vergi koyacak ya da IMFyi küstürmeyi göze alarak, bütçedeki "faiz dışı fazla"yı harcayacak.Ülkede biraz "ılık rüzgar" esmeye başlasa, IMF ve Türkiyedeki "IMF muhibleri", "piyasa canlandı - üretim artmaya - halk tüketmeye başladı - felaket geliyor" diyerek yaygaraya başlıyor. Arkadan IMF "zılgıt çekiyor".Yüksek faiz, borç yükünü artırıyor. Faiz aşağıya inince yatırımcı yerine tüketici para harcıyor. Tüketici borcu sorun olmaya başlıyor. Tüketici kredisi kesilse, zaten zor durumdaki halk isyan edecek... Hükümet 2005 - 2007 dönemini kapsayacak bir program hazırlığı içinde... Programın hazırlandığı biliniyor da, içinde ne olduğu bilinmiyor. Halk için yapılan, ama içinde ne olduğunu halkın bilmediği bu programın yakında Türkiyeye gelecek IMF uzmanlarınca şekillendirileceği söyleniyor. Velhasıl, "fakirlik başa bela"... Geliniz de çıkınız işin içinden! 2004 yılının bitmesine bir şey kalmadı... Günler çabuk geçiyor. Hükümet yıl sonunda ABden "masaya oturmak için tarih alacağına" inanıyor.Öte yanda IMF ile mevcut anlaşmalar 2004 yılı sonunda bitiyor. 2005 yılından itibaren IMFye ödenmesi gereken yüklü borç taksitleri var. IMFden ek borç almaya gerek duyulmasa bile, bunları daha sonraki yıllara yaymak için IMF ile bir anlaşma imzalamak gerekiyor. IMF ile anlaşmak demek, hükümetin dar gömleği giymeye devam etmesi demek. Faiz dışı fazlayı bir yana koymak uğruna hükümetin gelecek 3 yıl daha bütçeden para harcayamaması, memuru, işçiyi, emekliyi, çiftçiyi, esnafı memnun edememesi demek."Harç bitti... İnşaat paydos!" demeye imkan yok... Hükümet bir şeyler yapmak, bir yerlerden harç bularak inşaatı sürdürmek zorunda...Bu ise "ülkenin temel dengelerini gözden geçirerek, iç ve dış kaynakları zorlayarak" yeni bir "kaynaklar harcamalar dengesi" oluşturmakla mümkün olabilir. Bu ise politik güce dayalı teknik bir çalışmayı gerektirir. Bu hükümetin politik gücü var. Türkiyede bu tür teknik çalışmaları yapabilecek elemanlar, devlet kuruluşları var.Hükümetin gelecek 3 yılı şekillendirmek için böyle bir çalışma içinde olduğu, 3 yıllık bir program hazırlandığı söyleniyor. Ancak, (1) Programı kimlerin yaptığı belli değil. (2) Programın hedefi bilinmiyor. (3) En kötüsü, halk için hazırlanan programın ne olduğundan halkın haberi yok. (4) Ama IMF işin içinde...Bu tabloda, hükümetin 3 yıllık programı ile IMFnin 3 yıllık stand - by politikaları arasında çelişki olması, programın IMF direktifleri dışında bir şeyler getirmesi güç ve hatta imkansız.Gelin de çıkın işin içinden... guras@milliyet.com.tr Fakirlik başa bela