Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Milliyet Yazarları Türkiye ile Buluşuyor programına ben de katıldım. Sekiz ili dolaştım. Antalya, Isparta, Denizli, Aydın, Çanakkale, Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’da Milliyet yazarları ve çizerleriyle birlikte bölgesel gelişmeleri izledim. Sorunları dinledim.
Önce okuyucularımızın merak ettikleri "Milliyet TIR"ını anlatayım. Milliyet TIR’ı büyük bir kamyon. Ziyaret edilen şehrin ana meydanında duruyor. Arka bölümünün yan kapakları açılıyor. Genişliyor. Kocaman bir toplantı salonu haline geliyor. Duvarında büyük televizyon ekranı, ses düzeni, havalandırma teşkilatı olan bu salonun ortasında dizilen masaların etrafında Milliyet yazarları, halk ve okuyucuları ile sohbet imkanına sahip oluyor.
Programın ilk bölümünde ziyaret edilen 34 ildeki söyleşilere Milliyet’in değişik yazarları ve çizerleri katıldı. İllerde vali, belediye başkanı, oda başkanları ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle yapılan toplantıdan sonra Milliyet TIR’ı önünde bölge halkı ve Milliyet okuyucuları ile bir arada olundu. Gazeteciler ile bir araya gelen kamu yöneticileri ile halk ve Milliyet okuyucuları tabii ki öncelikle genel, bölgesel ve özel sorunları dile getiriyor. Ama bunun ötesinde bölgenin, ilin potansiyeli, gelişmesi ve iyilikler de sergileniyor.

Her yer hastane dolu
Bölgesel gelişmeler, şehirlerin özel sorunları (maalesef) gazetelerimizde yeterince yer alamıyor. Ülkenin temel ekonomik, siyasi ve sosyal sorunlarının ağırlığı altında ezilen gazeteler belli büyük yerleşim bölgeleri dışında kalan illerin gelişmelerini, sorunlarını okuyucularına duyuramıyor.
Halbuki bölgede, her ilde farklı bir gelişme, farklı bir sorun var. Bir ilde hastane ihtiyacı var. Öbür ilde "Her yer hastane dolu, artık başka bir yatırım yapılsın" deniliyor. Bir ilde sanayi yatırımı olmaması dert. Öbür ilde "Dağ taş yatırım mezarlığı oldu. Önüne gelen sanayi kurdu. Paralar boşa gitti" deniliyor.
Bu program çerçevesindeki gezilerdeki önemli tespitler şunlar:
• Büyük bir iletişim kopukluğu var. Kimse kimseyi dinlemiyor. Kimse kimse ile ilgilenmiyor. Bölgeler, iller seslerini Ankara’ya ve Türkiye’ye duyuramamaktan yakınıyor. Bölge içinde, il içinde insanlar kendi seçtikleri politikacılara, belediye başkanına, devletin temsilcisi valiye ulaşamamaktan yakınıyor. Bir kahveye girip, bir dükkana uğrayıp, bir esnafın yanına yaklaşıp, "Merhaba, ne var, ne yok?" diye sohbete başladıktan bir süre sonra sohbete katılanlar şaşkınlık gösteriyor... "Allah, Allah... Son zamanlarda kimse gelip bizlere hal hatır sormaz oldu... Unutulduk sanıyorduk" deniliyor. Genel görünüm şu ki, kamu görevlileri, politikacılar "Halkı boşlamış!.."
• Bölgelerde illerde sadece dert, sadece sorun yok... İyilikler de var. İnsanlar iyilikleri de anlatmak istiyor. Şehirler yavaş da olsa gelişiyor. Altyapı tamamlanıyor. Okullar, hastaneler, parklar, bahçeler yapılıyor.
• Esnaf, tüccar piyasadaki durgunluktan bezmiş durumda. Çiftçi, küçük ve büyük sanayici ürettiği malı satamamaktan yakınıyor. Çiftçi var, tarla var, hayvan var, ürün yok! Küçük ve büyük sanayici var, işçi var, tesis var, üretim yapılamıyor! Çiftçisi ile küçük ve büyük sanayicisi ile üretici kesim "Biz üretmek istiyoruz. Üretemiyoruz. Önümüzü açın" diye feryat ediyor.

Sonuç: Milliyet Yazarları Türkiye ile Buluşuyor programı, özel bir "olay" idi. Yazarların Türkiye ile buluşma görevi devam ediyor. Yazarların sorumluluğu her gün Türkiye ile buluşmak... Her bölgenin, her ilin hem gelişmesini, hem de sorununu öğrenmek ve bilmek... Ama "Milliyet TIR’ı" bir "simge" oldu. Milliyet "imajı"nı illere taşıdı. Kendi kendimizi öveyim: "Bu iş iyi oldu..."