Yurtdışında çalışan vatandaşlarımız, gelirlerinin büyük bölümünü biriktiriyordu.Avrupa'daki işçilerin birikimleri, Türkiye'de çok kişinin "iştahını kabarttı". Çok kişi ve kuruluş bu tasarrufları ele geçirmek için formüller geliştirmeye başladı.Avrupa'daki vatandaşların bekleyişi (1) Tasarruflarına yüksek getiri sağlamak, (2) Yurda döndüklerinde kendilerine veya çocuklarına bir iş bulmaktı.Bu bekleyişi değerlendiren bazı fırsatçılar, Avrupa'daki vatandaşlar için özel bir model (bir saadet zinciri) geliştirdi.Avrupa'daki işçiler ve aileleri genelde yörelerinde cami olarak kullanılan, namaz vakti dışında Türklerin birbiriyle buluşup sohbet ettikleri mekânlarda toplandığından "işyeri "olarak camiler, "iş güder" olarak da hocalar seçildi. Yurtdışındaki vatandaşlarımız tasarruflarını ona buna kaptırdı. Şu günlerde belli şirketlerin adı verilerek gündeme getirilen sistemi, okuyucularıma anlatayım. Vatandaşlara anlatılan şu idi: "Sizlerden para toplayacağız. Bu paralarla sizin yörede fabrika-mağaza kuracağız. Fabrikanın-mağazanın ortağı olacaksınız. Yurda döndüğünüzde siz veya çocuğunuz orada çalışacak. Vereceğiniz paraya yılda yüzde 20-30-40 net gelir payı ödemeyi garanti ediyoruz."Bu vaade inananlar, paralarını, el yazılı bir kâğıt parçası karşılığı cami hocalarına teslim etti. Hocalar topladıkları paranın yüzde 10'unu komisyon olarak aldıklarından, para toplamada çok başarılı oldu.Toplanan paralarla fabrika-mağaza kurulmadan, bir yıllık vade dolduğundan, paranın yüzde 20-30-40'ı bir yıl sonra iade edildi. Bunu görenler, birikimlerini vermek için cami hocalarının önünde sıraya girdi. El yazması kâğıda para verildi İşte bu sırada Türkiye'de "halka açık şirketler" zapturapta alınmaya başlandı. Sermaye Piyasası Kurulu, bu işleri yapanlara: "Kanunen başkalarından para toplayabilmek için uyulması gereken şartlar var. Örneğin, ortaklık payı toplanıyor ise, ortaklık payına faiz verilmez. Ortakların isimleri bir deftere yazılır. Şirketin hesapları denetlenir" dedi.Sisteme yeni girişler yavaşladığından ödemeler aksayınca, ellerinde hocaların el yazılı kâğıdıyla vatandaşlar paralarının peşine düştü. Bu işlemler bulundukları ülke kanunlarına aykırı olduğundan suçlu duruma düşmemek için yurtdışında seslerini çıkaramadılar.Saadet zincirine ilk girenler, birkaç yıl yüzde 20-30-40 yüksek getiriyi aldıklarından daha az zarar gördü. Son dönemlerde, zincir koparken girenlerin durumu kötü oldu.Para kaptıranlar ümitle bekliyor ama... Ümit yok. Çünkü ortada para yok. Toplanan paralar çarkın içinde eridi gitti.İşin içinde cami ve hoca var ama, bu işin dinle, imanla ilgisi yok. Bir tarafta, yüksek getiriye aldanan vatandaşlar var. Öte yanda, onların yüksek getiri bekleyişini istismar eden kötü niyet var. guras@milliyet.com.tr Paralar çarkın içinde eridi