Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bu ülkenin kanunları var. Kanunları beğenmeyen, usulüne uygun biçimde değiştirir. Bu ülkenin bir Anayasa’sı var. Beğenmeyen usulüne uygun biçimde değiştirir. Kanunlar, Anayasa’ya aykırı olamaz. Hiç kimse kanunsuz suçlanamaz. Anayasa’ya göre, insan hakları bildirgesine göre, suçluluğu ispat edilene kadar herkes suçsuzdur.
Bir ülkede düzen, Anayasa’nın ve kanunların tam olarak uygulanması ile sağlanır. Polis sanığı yakalar. Suç delillerini toparlar. Dosyayı hazırlar. Savcıya verir. Savcı dosyayı inceleyerek kanuna aykırılık olup olmadığını belirler. Kanuna aykırılık var ise sanığı mahkemeye sevk eder. Hakim dosyaları değerlendirerek, sanığı ve şahitleri dinleyerek, bilen kişilerden görüş alarak kanuna aykırılık olup olmadığını karara bağlar.

Bu zincirin bir halkasında aksama olur ise, adalet tecelli eylemez. Suçsuz boş yere suçlanır. Suçlu boş yere kurtulur. Kamu vicdanı zedelenir. Düzen bozulur. Bu uzun ve sıkıcı anlatımın gereği var mı? Var... Çünkü anlaşılıyor ki, hortumlanan bankalarla ilgili işlemleri yürütenlerin, yeni Bankalar Kanunu’nu hazırlayanların bunlardan ya haberleri yok... Ya da bunları unutmuşlar.
(1) Bankaları bilerek, bilmeyerek hortumlamakla suçlanan çok sayıda kişi hapiste. Ama bunların hepsi henüz "sanık" durumunda... Hangisinin kanuna karşı gelip suç işlediği bilinmiyor. Bırakınız mahkeme kararını, henüz polis tahkikatları, savcılık dosyaları bile tamamlanmamış durumda.
Hapiste olanların belki hepsi suçlu değil... Belki hepsi suçlu. Hangisi suçlu, hangisi suçsuz belli değil.
Mevcut sistemde suçluyu, suçsuzu belirleyemediğimiz için, mevcut kanunlara göre bankaları hortumlayanların hortumladıkları paraların miktarını belirleyip, hortumladıkları parayı almayı beceremediğimiz için şimdi yeni arayışlara yöneldik.

(2) Yeni bir Bankalar Kanunu çıkaracağız. Hapishanede bekleyen ve hepsinin hortumcu olduğuna inanılan kişilerin hakkından geleceğiz.
(3) Arkadaşlar, vatandaşlar... Temel bir hukuk ilkesi var. Bir kanun geriye dönük işleyemez. Ben yaparsam olur denilemez. Çünkü bizim Anayasamız, uluslararası hukuk ilkeleri buna izin vermez. Hapisteki hortumcuları yürürlükteki kanunlara göre yargılamaya, suçlulardan paraları yürürlükteki kanunlara göre tahsil etmeye mecburuz.
(4) Yürürlükteki kanunları işletemeyen, mevcut düğümü mevcut polis, savcı, hakim kadrosuyla çözemeyen sistem, yeni kanun çıkarsa ne yazar?
Yeni Bankalar Kanunu kamuoyuna "bankaları hortumlayanları cezalandırma ve hortumladıkları paraları geri alma kanunu "olarak sunuluyor.

(1) Bu kanun geçmişe dönük olarak işleyemeyecek. Hapisteki hortumculara uygulanamayacak.
(2) Bu kanun böyle çıkarsa, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak Cumhurbaşkanı, Anayasa’ya aykırı maddeleri bulunan bu kanunu imzalayamayacak.
(3) Cumhurbaşkanı imzalamayınca kıyamet kopacak. Hükümet ile arası açılacak. "Cumhurbaşkanı IMF’den gelen paranın önünü kesiyor" denilecek. Kamuoyu yanlış yönlendirildiğinden, "İşte gördünüz mü... Hortumcular korunuyor" havası yayılacak...
Bütün mesele bu ülkede hukuk ile guguk arasındaki farkın anlaşılamamasından. Hukukun ne olduğunu anlasak, soyguncu anında yakalanır, hortumcunun lokması boğazına tıkanır, kimse yolsuzluk yapamaz... Ama bizde hukuk guguktur efendim...