AKP iktidarı olaylara bir türlü yön veremiyor. Olaylar iktidarı yönlendiriyor. AKPnin kadrosu mu yok? Var. Genç, dinamik, iyi şeyler yapmaya niyetli, gol atmaya istekli bir kadrosu var... Erdoğan, Gül, Babacan, Unatıkan ve diğerleri... Doğru dürüst insanlar. Kısa sürede koltuklarını doldurdu...Ama olmuyor. Onlar ne derse değil, karşı taraf ne der ise o oluyor... İşte en son örnek Kıbrıs sorunu... Ötekilere bakalım... İktidar, ekonomide IMFden, Irakta Kürtlerden, Egede Yunanlılardan, Rusya ile ilişkilerde Çeçen mücahitlerden, Avrupa Birliği ile ilişkilerde Kıbrıs Rum kesiminden gol yememek için çabalıyor.Ekonomide AKP iktidarı halka daha çok hizmet verecek uygulamalara yönelerek gol atacak yerde, "mali disiplin - faiz dışı fazla arayışında", her gün yeni bir tedbir paketi hazırlayarak, halka hizmet için kullanacağı parayı, rantiyelere faiz olarak aktarmaya mecbur durumda... Borç ödemelerini aksatmamak için iktidar devamlı gol kurtarmaya çalışıyor.AKP iktidarı faizi indirerek, sanayiciye, esnafa ve çiftçiye ucuz kredi verecek ama, Merkez Bankası Başkanı iktidarı devamlı tehdit ediyor... "Faiz düşer ise kriz çıkar" diyor. Çıkacak krizin sorumlusu olmaktan korkan iktidar devamlı gol yiyor.Burada sorun, sadece AKP iktidarının sorunu değil. Benim sorunum. Sizin sorununuz. Ülkenin sorunu... Bu iktidar bu ülkeyi idare edecek. Daha uzun süre edecek... AKP hükmedemez ise, faturayı bu halk ödeyecek... Doğru veya yanlış, AKP iktidarının artık gol atmaya başlaması gerekir...Ama AKP iktidarının gol atması da kolay değil. Bunun iki nedeni var:(1) Demokrasi "zor zanaat"... Demokratik rejimde bir parti çoğunlukla iktidara gelse bile, totaliter güce (total güce - tek güce) sahip olamıyor. İktidara gelenler ne kadar çok oy alırlar ise alsınlar, güçlerini paylaşmak zorunda kalıyor.Türkiyede ordu, medya, cumhurbaşkanı, adliye, büyük sermaye, İstanbul dükalığı, bürokrasi, Merkez Bankası, TÜSİAD, odalar, cemaatler iktidarın gücünü devamlı törpülüyor. AKP iktidarı bu törpülenmeye karşı duramıyor.(2) Türkiyede tribünlerde oturanlar, tribünde oturup oyunu seyredecek yerde, sahaya inerek oyuna karışmaktan pek hoşlanıyor. Oyunu sahadaki iktidarın tek başına oynamasına izin verilmiyor. Tribünlerde oturanlar, iktidarla birlikte oynamak istiyor.Açık olalım. Hepimiz oynuyoruz. Hepimizin kendi çapında sorunluluğu var. Hiçbirimiz "Madem ki bu adamlar seçildi. Sahaya çıktı. Bırakalım oynasınlar, gol atsınlar da ne yapacaklarını görelim" demiyoruz. Diyemiyoruz.İşte şimdilerde gündemde olan Kıbrıs sorunu ile onunla bağlantılı AB sorununu bu pencereden değerlendirmekte yarar var... Gücünü başkalarıyla paylaştığı, tribündekiler sahaya indiği sürece, AKP iktidarı gol atmaya değil, gol yememeye çabalayacak... İçeride, "AKP başarılı olamadı" diye sevinenler bulunabilecek ama, dış dünyadan bakanlar "Türkiye başarılı olamadı... Gene beceremedi" diyecek. guras@milliyet.com.tr AKP, mutlak çoğunlukla iktidarda. Ama "hükmedemiyor"... Gol kurtarmaktan başka bir şey yapamıyor. Gol atamıyor.