(1) Türkiye'de sermaye piyasasının büyüklüğü 266 milyar YTL'ye ulaştı. Bu piyasadaki kaynağın sadece yüzde 11.4'ünü özel sektör kullanıyor. Kaynağın yüzde 88.6'sını, 238 milyar YTL'lik imkânı kamu kesimi faiz ve bono ile sermaye piyasasından emmiş durumda.Özel sektör sermaye piyasasından aldığı kaynakla yatırım, üretim yapar. Kamu kesimi sermaye piyasasından topladığı para ile iç borcunu döndürür. Faiz öder. Sermaye piyasasındaki kaynakları kamu kesimi emince, yatırım ve üretim yapacaklara para kalmaz.(2) Bankalarımızın her türlü ekonomik faaliyete tahsis ettikleri kredi 132 milyar YTL. Ama bankalarımızın Hazine tahvil ve bonolarına bağladıkları para 128 milyar YTL.Bankaların kredileri ekonomide yatırımı, üretimi canlandırır. İstihdamı artırır. Ama bankaların Hazine tahvil ve bonolarına bağladıkları para ile sadece iç borç çevrilir, faiz ödenir. Önce iki rakam vereyim. "Yabancı sermaye gelsin de yatırım yapsın" diye bekliyoruz. Ama biz sermaye piyasasındaki imkânların, bankalardaki imkânların nereye gittiğini hiç mi, hiç dikkate almıyoruz.Önce konuya açıklık getirelim. Sermaye olmadan yatırım yapılmaz ama, sermaye var diye de her türlü yatırım yapılmaz. İç ve dış talebi olan bir mal ve hizmet olacak ki, bu mal ve hizmet rakiplere göre daha ucu üretilecek ki yapılan yatırım işe yarasın.Ekonomik boyutta yatırımları ve üretimi sadece özkaynak ile gerçekleştirmek güç, hatta imkânsızdır. Bu nedenle yatırım ve üretim yapanlar için kredinin bulunabilirliği ve de fiyatı (faizi/maliyeti) önemlidir.Serbest piyasa ekonomisi için altyapı hazırlanırken, özel sektörün yatırım ve üretim için sermaye ve kredi bulmasına yardımcı olacak "sistemler/araçlar" da getirildi. Bunlar ile ilgili yasal ve hukuki çerçeve hazırlandı. Bunların çoğu da kullanıldı. Ne idi bu özel sektörün, sermaye toplamasına, borçlanmasına, kredi bulmasına imkân sağlayacak bu "sistemler/araçlar"? Kaynakları "Hazine" emiyor (1) Hisse senedi ihracı, (2) Tahvil ihracı, (3) Finansman bonosu ihracı, (4) Kâr-zarar ortaklığı belgesi ihracı, (5) Gayrimenkul sertifikası ihracı, (6) İpotekli borç ve irat senedi ihracı, (7) Katılma sertifikası ihracı, (8) Kâra iştirakli tahvil ihracı, (9) Varlığa dayalı bono ihracı, (10) Banka bonosu ve banka garantili bono ihracı.Özel sektör kuruluşları 1980'li yıllarda bu araçlardan yararlanarak sermaye bulmaya, borçlanmaya başladı. Bunlardan yararlanmayı öğrendi. Ama kriz sonrası bu araçlar unutuldu. Özel sektör sadece "hisse senedi" satarak sermaye piyasasından pay alabilir hale geldi.Kredi için tek adres banka sistemi oldu. Hisse senedi satışlarının yapısı değişti. Yıllar önce, yeni yatırımların hisse senetleri halka arz edilerek sermaye toplanabilirken bu uygulamaya rastlanamaz oldu. Derken kapasite artışı ve teknoloji yenilemek için hisse senedi ihraç edilirken bu da yapılmaz oldu. Banka kaynaklarının büyük kısmı bonoya, tahvile bağlandı.Bu gelişmeyi ve gelişme sonunda ortaya çıkan tabloyu normal kabul etmeye başladık... guras@milliyet.com.tr Finansman sistemi çöktü