Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


ABD ve İngiltere'nin başını çektiği 44 ülke daha savaş sona ermeden 1944 yılında ABD'nin Bretton Woods şehrinde toplandı. Bu ülkeler arasında Türkiye ile Sovyet Rusya ve Doğu Avrupa ülkeleri de vardı.
Toplantının amacı savaşta yıkılan ekonomilerin ayağa kalkmasına yardımcı olacak biçimde uluslararası ticaret ve ödemeler sistemini yeniden kurmaktı.
1 Temmuz 1944'te Bretton Woods konferansı sona erdi. İmzalanan anlaşma ile (1) Uluslararası para sisteminin işlemesini sağlamak amacıyla "Uluslararası Para Fonu" (IMF) ve de (2) Ülkelerin imar ve kalkınma çabalarını desteklemek için "Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası "Dünya Bankası" (IBRD) kuruldu.
Bretton Woods ile getirilen "ayarlanabilir sabit kur sistemi" 1973 yılında çökünce 1976 yılında, yasasında yapılan değişiklik ile IMF'ye uluslararası para sisteminin işleyişini sağlamak için üye ülkelerin kur politikalarını "gözetleme" görevi verildi.
Fon "gözetim görevi"ni üye ülkelerle gerçekleştirilen "danışma" toplantılarında yerine getirir. Bu toplantılarda Fon görevlileri ülkelerin ekonomik programlarını, milli para ve döviz gelir giderlerini gözden geçirir.
• Üyeler arasındaki ticaretin önündeki engellerin kaldırılmasına, malların serbestçe gezinmesine çalışır.
• Dış ticaretin ve kambiyo (döviz) rejimlerinin tam serbestiye kavuşturulmasına çalışır.
• Uluslararası ödemelerin zamanında ve tam olarak yapılmasına çalışır.
• Üye ülkelerin herhangi birinde mal ve para akımını aksatacak biçimde sorunlar çıktığında, yapısal düzenlemelerle bu sorunların ortadan kaldırılmasına çalışır.
• İstikrarsızlık nedeniyle döviz açığı veren ülkelere (yapısal düzenlemeler tamamlanıncaya kadar) kısa vadeli kredi bulmaya çalışır.

"Bir ülkede yatırımın artırılması, üretimin artırılması, tam istihdamın sağlanması, gelir dağılımının düzeltilmesi, kalkınmanın hızlandırılması" IMF'nin görevi değildir. Sorumluluğu değildir. IMF kuruluş amacı doğrultusunda üye ülkede (1) Mal ve para akımı - giriş çıkışı - önündeki engellerin kaldırılması, (2) Ülke parasının değerindeki iniş çıkışın önlenmesi, (3) Üye ülkenin satın aldığı malların ve kullandığı kredilerin parasını düzenli olarak ödemesi için çaba gösterir.
Bunlar (1) Bütçe denkliği, (2) Ödemeler - döviz - gelir gideri denkliği, (3) İç talebin kontrolü ve de (4) Kaynakları zorlayacak kalkınma / büyüme arayışlarından vazgeçmekle mümkün olabilir.
IMF'yi memnun edecek reçeteler (isterseniz bunlara "IMF reçetesi" deyiniz, isterseniz "Ulusal Program" deyiniz, fark etmez) ancak bu çerçevedeki tedbirleri içerebilir.
IMF'yi memnun edecek reçetede veya Ulusal Program'da yatırım, üretim, kalkınma, istihdam, gelir dağılımı, refah olamaz.

O halde IMF reçetesine ne gerek var?" da denilemez. Çünkü yatırım, üretim, istihdam, kalkınma ve refahın olabilmesi ekonomik istikrara bağlıdır. Ekonomik istikrar Türk lirası ile döviz gelir gider dengesi ile sağlanır. Bu dengeyi kaybeden Türkiye'nin ise IMF desteğini sağlamadan (IMF reçetesini uygulamadan) dengeye ulaşması mümkün değildir.
Bu karmaşık ilişkiden çıkabilmenin yolu, tek başına IMF reçetesi uygulayacak yerde, (demokratik parlamenter sistem içinde, serbest piyasa ekonomisi kurallarına uyarak, Avrupa Birliği koşullarını dikkate alarak) ekonomik ve sosyal yeni bir yapılanmaya imkan verecek, uzun vadeli kalkınma stratejisinin belirlenmesi, bu strateji çerçevesinde bir kalkınma planının hazırlanmasıdır.
İşte bu yapılır ise, IMF reçetesi ile tıkanıklık açıldıktan sonra ülke atılıma geçebilir. Bu yapılmaz ise, IMF reçetesi uygulaması ile ulaşılacak denge, fakirlik dengesidir. Yatırımı, üretimi durmuş, halkı fakirleşmiş bir ekonomi hiçbir işe yaramaz.