IMF ve Dünya Bankası temsilcileri talimat vermeye, yol göstermeye başladı bile: "Asgari ücret ve ortalama ücret yüksek... İş güvencesi işçi çıkarmayı önlediğinden işveren kayıt dışı istihdama yöneliyor. İşçiyi işten çıkarma konusunda kolaylık getirilmeli..." deniliyor.2000 - 2001 krizi sonrası 2001 yılından itibaren uygulanan "Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı", ekonominin "dış talebe dayalı olarak büyümesini" hedef almıştı.Dış talebi artırmanın yolu ucuz mal satmak, ucuz mal satmanın yolu da "verimliliği artırmak" idi. IMF istedi. Hükümet kabul etti. İmza verdi. Ücret ve istihdam yapısında yeni düzenlemeler yapılacak. Açık anlatımıyla asgari ücret, iş güvencesi ve kıdem tazminatı tehlikede. İmalat sanayiinde 1997 yılında 100.0 olan üretim, 2001 yılında 92.6'ya düşmüştü. Üretim 2004 yılında 123.4'e tırmandı.Ama 2001 yılında 113.9 olan verimlilik 144.6 oldu.Bütün bunlara karşı 2001 yılında 95.9 olan reel ücret 2004 yılında 90.2 olarak gerçekleşti.Açık anlatımıyla 2001 yılından bu yana (1) Reel işçi ücreti geriledi, (2) Üretim arttı, (3) Verimlilik artışı üretimin çok üzerinde artış gösterdi.Verimlilik artışı sonucu Türkiye imalat sanayiinde maliyetleri aşağıda tutmayı ve ucuz ihracatı sürdürmeyi başardı.Fakat "verimlilik artışı"nın bir sınırı var... Bu sınıra gelindi...IMF programına göre sıkı maliye ve para politikası uygulanacak, vergiler artırılacak. Bu çerçevede iç talebin canlanması ve iç talebe dayalı bir büyüme imkânsız. Reel ücret düştü Dış talebe dayalı büyüme, önümüzdeki 3 yıl da ekonomi politikalarının temelini teşkil edecek. Dış talebe dayalı büyümenin esası ucuz mal satmak. Ucuz mal satmanın birinci aşaması verimliliği artırmaktı. O yapıldı. Verimlilik artışının sonuna gelindi. Bu tabloda son aşamada işçi ücretlerini daha da aşağı çekmek kaçınılmaz bir durum.Ankaralı iktisatçı Nazif Eken bu politikayı, "Düşük ücret ekonomisi ile, Avrupa Birliği'nin Çin'i mi olacağız?" diyerek sorguluyor...Dikkat buyurunuz tartışmalarda da Türkiye'ye devamlı Çin örneği veriliyor. "Çin'de işçilik çok ucuz... Çin'de işçi günde 18 saat çalışıyor... İşveren işçiyi istediğinde işe alıyor, istediğinde çıkarıyor..." Demek ki, bizden istenen de bu...Bugüne kadar işsizlerin derdini kendimize dert edinmiştik, şimdi çalışanların durumu da dert olacak. AB'nin Çin'i olacağız guras@milliyet.com.tr