IMF sadece bunlar için yardımcı olur. Yatırımın, üretimin, istihdamın artırılması, kalkınmanın hızlandırılması IMFnin işi değildir. Bu nedenle "Türkiye bu durumdan kurtulmak için IMFye muhtaç. Ama unutmayınız, IMF sadece ve sadece parasal dengeleri kuracak, mali sistemi işletecek... İşte o kadar... IMF kendi işini yaparken, IMF kendi işini bitirdikten sonra "yatırımın, üretimin, istihdamın" nasıl ayağa kaldırılacağını, nasıl canlandırılacağını, nasıl artırılacağını düşünmek bizim işimiz. Demek ki;(1) Bu duruma düştükten sonra, yani yerlerde sürünür hale geldikten sonra, "IMF de kim oluyormuş? Vururuz kıçına tekmeyi, biz işimize bakarız. Bize kimse laf söyleyemez" şeklinde atıp tutmak "yalancı pehlivanlık" yapmaktır. Bu duruma düşenler IMFsiz bellerini doğrultamaz. IMF ellerinden tutmazsa tuvalete bile gidemez.(2) IMFnin dediklerini yapalım. Yatırım, üretim, istihdam kendiliğinden artar. Böyle şeyleri şimdiden tartışmaya gerek yok diyenler "üretim" olmadan hiçbir şeyin olamayacağını bilemeyenlerdir.Türkiye neden bu duruma düştü? Biz gelirimizin üzerinde harcama yaptık. Türk lirası gelirin üzerinde Türk lirası, döviz gelirin üzerinde döviz harcadık. Türk lirası ve döviz bütçelerimiz açık verdi. Açığı Türk lirası ve döviz borçlanarak kapadık. Borç arttıkça anapara ve faizi ödenemeyecek hale geldi. Bu durumdan kurtulmanın çaresi Türk lirası ve döviz harcamasını gelir rakamına indirmek, harcamaları azaltmaktır.Harcama nasıl azalır? İki ekmek yerine bir ekmek yersin. İki işçiden, memurdan birini işten çıkarırsın. Yol, liman, fabrika, okul, ev, apartman yapmazsın. Bunlara paralel olarak yatırımlar durur. Üretim geriler. Ülke "fakirlikte" dengeyi bulur. Fakirlikte denge sağlanınca IMF yardımı ile Türk lirası ve döviz borçlarının anapara ve faiz ödemelerindeki tıkanıklık giderilir. İnsanlar fakirleşir, ülke kalkınmadan vazgeçer, kamu yatırımları ve özel yatırımlar durur, üretim geriler ama ülkede "bütçe açığı", "ödemeler bilançosu", (döviz gelir gider) açığı sorunu ortadan kalkar. Bu noktaya gelindiğinde IMF görevini başarı ile tamamlamış olur.Ama ülkelerin hedefi "fakirlik"te denge değildir. Ekonomi politikalarının hedefi "zenginlik"tir. Zenginlik denilen şey yatırım ile, istihdam ile, üretim ile sağlanır. "Ülke IMFye mahkum oldu, IMFnin programı uygulandı, ülke fakirleşti. Biz ne yapalım?" diyenler "ekonomiyi bilmeyenlerdir".Dengeyi "fakirlik"te değil, "zenginlikte" sağlamak, bizim işimiz. Bu da ancak "üretim" artışı ile mümkün olabilir.Tekrar da yarar var. "IMFsiz de olmaz. Tek başına IMF ile de olmaz." guras@milliyet.com.tr Türkiye durumuna düşen bir ülke, IMFnin desteği olmadan "iflas"tan kurtulamaz. IMF ülkenin "iflas"ını önlemek için yardımcı olur. İflası önlemenin yolu, Türk lirası ve döviz giderini gelire göre azaltmak, Türk lirası ve döviz bütçesini "gelire" göre denkleştirmektir. Borç ana para ve faiz yükünden tıkanan mali sistemi işletecek ölçüde para bulmaktır.