Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bizde "istikrar" demek, "kemer sıkmak" demek oldu...Ekonomi politikaları tek bir hedefe odaklanır hale geldi: "Halkın kemerini sıkmak... Daha fazla sıkmak..."Bir ekonomi güç duruma düştüğünde, düze çıkmak için halktan bir süre kemer sıkması istenir. Ama dikkat buyurunuz, "bir süre" istenir. Bizde "kemer sıkmanın süresi" diye bir şey yok. Yıllardır her hükümet kemer sıktırıyor. Eski anlatımıyla "kemerlerde delik", halkımızda derman kalmadı.Yeni niyet mektubunda hükümetimizin ve de IMF'nin "niyeti kötü"... Halkın kemerini daha fazla sıkacaklar... Hükümetin IMF'ye verdiği, IMF'nin de onayladığı "niyet mektubu"nda "açıklanan niyet", kemer sıkmaktan ibaret. İyi de... Ne zamana kadar? Allah için bir ümit veren, bir tarih veren yok... Acaba kemer ne zaman gevşetilmeye başlanacak? Üç yıl sonra mı? Beş yıl sonra mı? Bu ülke ekonomisi ne zaman düze çıkacak?Niyet mektubu denilen mektupta neler yazılı? Hükümet sıkı maliye politikası uygulayacak. Memura, işçiye zam yok. Yatırım yok. Okula, hastaneye, yola, limana para yok. Faiz dışı fazla adı altında vergi gelirlerinin büyük bölümü borç faizine aktarılacak. Halkımızın gelirinin büyük kısmı faiz ödemelerini aksatmamak için kullanılacak. Bütçeyi denkleştirmek için vergilerin artırılmasına devam edilecek. İşsizlik devam edecek. Halkı ezen KDV oranlarında indirim yapılmayacak. SSK, Emekli Sandığı, Bağ-Kur açıklarının bütçeye yük olmaması için bu kurumlardan yararlananların aldıkları hizmetlere sınır getirilecek. Telekom, Tüpraş, Petkim, Erdemir satılacak. Niyet kötü Bütün bunları okuyunca Ayşe Hanım Teyzem bana soracak... "Evladım bırak masal anlatmayı, bu niyet mektubu benim için ne yazıyor? Onu söyle" diyecek.Ben ise, "pembe gözlüklerimi takarak", Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a "selam çakarak", ona ümit vereceğim... "Ayşe Hanım Teyzeciğim sabret" diyeceğim... "Bu niyet mektubunda yazılanlar yapılınca Türkiye'de işler düzelecek. Her yer güllük gülistanlık olacak..."O ise sormaya devam edecek, "Ne zaman?" Ben de cevaplayacağım, "Vallahi zaman veremem ama... Beş on yıl sonra gibi bir zaman..." Bu defa isyan edecek, "Ben bu yaşıma kadar devamlı kemer sıktım. Bundan sonra kaç yıl yaşayacağım belli değil... Yazık değil mi bana? Ben bu dünyaya kemer sıkmaya mı geldim?" diyecek... Şimdi siz, ben olunuz da geliniz Ayşe Hanım Teyzem'e cevap veriniz... guras@milliyet.com.tr Ümit yok