Biz Irak'a 1987 yılında 945 milyon dolarlık, 1988 yılında 986 milyon dolarlık mal satmıştık. 1988 yılının toplam 11.6 milyar dolarlık ihracatı içinde Irak'a yaptığımız ihracatın payı yüzde 8.5 idi. Ve de Irak, bizim en önemli 4 ihracat pazarımızdan biri idi. Körfez Savaşı'nda Irak pazarını tamamen kaybettik. Sonra 1991 yılından itibaren ihracatçılarımız iğne ile kuyu kazmaya başladı. 1991 yılındaki 122 milyon dolarlık ihracat, tırmana tırmana 2000 yılında 371 milyon dolara ulaştı. 2001 yılının ilk sekiz ayında Irak'a 462 milyon dolarlık ihracat yaptık. İhracat geliri 13 Eylül'de 489 milyon dolara ulaştı. Irak'a yapılan 489 milyon dolarlık ihracat bizim için önemli. Çünkü Türkiye diğer sınır komşusu ülkelere bu büyüklükte ihracat yapamıyor. İyi ilişkiler kurmaya çalıştığımız Yunanistan'a yapabildiğimiz ihracat sadece 331 milyon dolar. Irak en fazla ihracat yapabildiğimiz ve ihracatı en hızlı geliştirebildiğimiz sınır komşusu ülke. Onun için şu günlerde Bağdat'ta açılan uluslararası fuar nedeniyle 350 Türk işadamı Irak'ta... Mal satmaya, iş almaya çalışıyor.
Bizim için bu kadar önemli olan Irak'ta olan biteni bizler iyi bilemiyoruz. Irak hiçbir mal almıyor, Irak'ta hiçbir iş yok sanıyoruz. Halbuki Irak mal alıyor, Irak'ta iş var. Irak'a başka ülkeler mal satıyor. Irak'taki işleri başkaları yapıyor.
Irak, politikacıların gözünde İncirlik'ten kalkan Amerikan ve İngiliz uçaklarının yıllardır (bıkmadan, usanmadan) bombaladıkları bir ülke. ABD hükümeti bir gün "Hadi yürüyün savaşa" dese, asker yollayacağımız bir ülke!.. Politikacılarımız Irak'ın Türk ekonomisi için önemini iyi değerlendiremiyor.
Irak'ın Türkiye ile 605 km uzunlukta sınırı, 437 bin km2 toprağı var. Nüfusu 23 milyon.
ABD'nin baskısı ile Birleşmiş Milletler'in uyguladığı ambargo 1995 yılı nisan ayında Güvenlik Konseyi'nin kararı ile hafifletildi, karşılığında Irak'a insani ihtiyaç maddeleri ile gıda maddeleri satılmasına izin verildi.
Türkiye bu karar çerçevesinde Irak'a mal satıyor. Irak fakir bir ülke. Milli geliri (satın alma gücü paritesi ile) yaklaşık 60 milyar dolar dolayında. Kişi başı gelir (gene satın alma gücü paritesi ile) yaklaşık 2 bin 700 dolar dolayında. Ambargoya rağmen Irak ekonomisi hızlı büyüyor. 2000 yılı büyüme hızı yüzde 20'ye ulaştığı tahmin ediliyor. Enflasyon konusunda farklı rakamlar var. Bir iddiaya göre 1999 yılında yüzde 110 olan enflasyon 2000 yılında yüzde 35'e düşmüş durumda. Irak topraklarının sadece yüzde 12'si tarıma elverişli. Ama gelir kaynağı petrol ve doğalgaz.
Irak'ın Körfez Savaşı'nda tahrip olunan alt yapısı, başta elektrik enerjisi sistemi olmak üzere yenilenmiş durumda.
Irak tarım makineleri, ilaç, gübre, gıda maddesi, su arıtma tesisleri, içme suyu tesisleri ithal ediyor. Her yıl 5 bin otomobil, kamyon ve otobüs alıyor. Birleşmiş Milletler bazı inşaat ihalelerine izin veriyor.
Türkiye'nin Irak'a temel gıda maddeleri, tekstil ürünleri, temizlik malzemeleri, dayanıklı tüketim ürünleri, ilaç, tıbbi malzeme ve teçhizat, içme suyu ve kanalizasyon sistemlerinin yenilenmesinde kullanılan malzeme ve teçhizat satma imkanı var.
Türk firmalarının, Irak devleti tarafından açılan inşaat, enerji nakil hatları, telekomünikasyon, aydınlatma elemanları, bilişim elemanları ve bilişim ihalelerine katılması mümkün. Türkiye ile Irak arasındaki ticaretin bağlantı kanalı olan Habur Gümrük Kapısı'ndan günde 1500 araç Irak'a geçiyor, 1500 araç Türkiye'ye giriyor. Türk ihraç ürünleri dışında üçüncü ülkelerin transit malları da Irak'a Habur'dan giriş yapıyor. İnşallah ABD'nin Afganistan'a yönelik askeri operasyonu Irak'a sıçramaz da güç bela tekrar kazanmakta olduğumuz bu önemli pazarı gene kaybetmeyiz.