Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Hükümet "iş güvencesi" yasa tasarısı hazırladı. Bu tasarı ile işverenin işçisini işten çıkarması güçleştiriliyor. İşten çıkarılan işçiye mahkemeye başvurma hakkı tanınıyor. Mahkeme süresince ve mahkeme süresi sonunda işverene ek ödeme yükümlülükleri getiriliyor.
İşçi bundan memnun. İşveren huzursuz. İşveren bu ek hakkın, mevcut haklarla birleşince kaldırılamayacak bir yük oluşturacağını söylüyor.
Neyin ne olduğunu sayın okuyucularıma anlatayım.
Bugünkü sistemde işçinin hakları şunlardır:
(1) İşçi kendi isteği ile işten ayrılır ise, işveren hiçbir ödeme yapmaz.
(2) İşçi, herhangi bir haklı sebep olmadan işten çıkarılırsa işveren işçisine:
(I) Kıdem tazminatı öder. Kıdem tazminatı her çalışma yılı için bir maaş olarak hesaplanır. (Şimdilerde kıdem tazminatı hesabına esas giydirilmiş maaşın en üst sınırı 560 milyon lira dolayındadır.)
(II) İhbar tazminatı öder. İhbar tazminatı çalışma süresine göre değişir. Altı aya kadarki hizmet süresinde, giydirilmiş ücretin 2 haftalığı, 3 yıldan fazla hizmet sürelerinde 8 haftalığı kadardır.
(III) İşçi mahkemeye başvurarak, işverenin hiçbir haklı sebep olmadan işten çıkardığını ispat eder ise, işveren ihbar tazminatının 3 katı tutarında "kötü niyet tazminatı" öder.
(3) İşçi emekli olur ise, veya kadın işçi evlenir ise, işveren her hizmet yılı için bir giydirilmiş maaş hesabıyla kıdem tazminatı öder.
Hükümet tarafından hazırlanan "iş güvencesi" tasarısı, işçinin bu haklarına ek olarak yeni haklar getiriyor:
(1) İşveren işçisini sendikaya girdiği için işten çıkarır ise işçisine 12 aylık giydirilmiş ücret toplamı kadar tazminat ödeyecek.
(2) İşçi, sendikaya girme nedeniyle işten çıkarıldığını tespit ettirmek için dava açtığında, işveren dava süresince işçinin ücretini giydirilmiş olarak ödeyecek.
İşveren "iş güvencesi" tasarısına iki nedenle karşı geliyor:
(1) Küresel rekabet, işyerlerinde işgücünü talebe göre azaltıp çoğaltma esnekliğine sahip olmayı gerekli kılmaktadır. Kemikleşmiş kadrolarla küresel rekabet içinde mal ve hizmet üretmeye imkan yoktur. Halbuki Türk iş hukuku bir defa işe alınan işçiye ömür boyu iş garantisi sağlar yönde gelişmektedir.
(2) Kıdem ve ihbar tazminatları, Türkiye'de işsizlik sigortasının olmadığı, iş güvencesi ile mevzuatta boşluk bulunduğu dönemde getirilmiş hukuki düzenlemelerdir.
Kıdem ve ihbar tazminatlarını olduğu gibi koruyarak, bunların üzerine sendikal teminat, kötü niyet tazminatı, dava süresinde ücret ödeme mükellefiyeti gibi yeni yükler bindirmek, Türk işvereninin rekabet gücünü yok eder. İşveren bu yükü kaldıramaz.
İşverenler bu kadarla da kalmıyor. İş güvencesi ile ilgili tasarı vesilesiyle işçilere verilmiş haklardan bazılarının geri alınmasını istiyor. İşveren Sendikaları Konfederasyonu üyelerinin işçinin bugün sahip olduğu bazı haklarla ilgili önerileri şunlar:
(1) Bundan sonra işe alınacak işçiler "kıdem tazminatı" hakkından yararlanamasın.
(2) Eskiden işe girmiş işçiler, 12 ay çalışınca kıdem tazminatı hakkını elde ediyor. Bu süre 36 aya çıkarılsın.
(3) Kıdem tazminatı hakkını elde etmiş işçilere her çalışma yılı için 30 gün hesabıyla kıdem tazminatı ödenecek. Her çalışma yılı için 15 gün hesabı ile tazminat ödensin.
(4) Fazla mesai yapan işçiye, normal ücretinin yüzde 50'si oranında zamlı ücret ödeniyor. Bu zam yüzde 50'den yüzde 25'e indirilsin.
(5) Kıdem tazminatları ve ihbar tazminatları giydirilmiş (her türlü ek ödemeler eklenmiş) ücret esas alınarak ödeniyor. Hesaplamada çıplak ücret esas alınsın.
Sayın okuyucularım, işçinin daha fazlasını elde etmeye çalışması, işverenin daha az verme arayışında olması, devletin dengeyi kurma sorumluluğu normal de... Bütün bunlar Türkiye'de verimlilik artışını, üretim artışını nasıl sağlayacak?.. Bunu tartışan yok.




Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr