Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Halkımız zaten haftada yarım kilo kıymayı zor alıyor, şimdi onu da alamayacak. Midesi bulandı.
Nedir bu kaçak et konusu? Kasaplardaki etlerin hepsi kanguru eti, devekuşu eti, "bufalo" eti mi?
Eskiden Türkiye'den dışarıya kaçak hayvan, kaçak et giderdi. Şimdi ne oldu da biz kaçak hayvan, kaçak et girişinden yakınıyoruz?
(1) Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da önce teröre bağlı olarak, sonra göç nedeniyle meralar kapandı. Ahırlar boşaldı.
(2) Sanki özelleştirilecek başka şey kalmamış gibi Et Balık Kurumu ve Süt Endüstrisi Kurumu kapatıldı. Malları haraç mezat satıldı. Bu iki kurumun desteği ile ayakta kalan hayvancılar işi bıraktı.
(3) Türkiye'de kişi başı et tüketimi zaten düşüktü. Hayvancılık ölünce düşük talep bile karşılanamaz hale geldi. Arz talebi karşılamayınca et fiyatları yükseldi.
(4) Et fiyatları yükselince dışarıdan et getirmenin cazibesi, kazancı arttı. Ankara önce resmi ithalata izin verdi. Bu defa yerli hayvancılar perişan oldu. Ankara resmi ithalatı kapattı. Bu defa da kaçak hayvan ve et girişi başladı.
Türkiye'ye kaçak hayvan girmesi kolaydır. Kaçak et girmesi zordur.
(1) Kaçak hayvanlar Doğu ve Güneydoğu sınırından tıpış tıpış yürüyerek girer. Oralarda kuş uçurtmayan Ankara'nın bundan haberdar olmaması imkansızdır. Bakanlarımız yılda 500 bin sığırın sınırı geçip, yürüyerek Türkiye'ye girdiğini söylüyor. Doğan Vardarlı bu işin uzmanı. Eskiden 500 bin sığır giriyordu, şimdilerde 250 bin sığır giriyor diyor.
Bir anlatıma göre bu sığırlar Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan, yerli hayvan imişçesine kamyonlarla ülkenin her köşesine sevk ediliyor.
Gelelim halkımızı ilgilendiren noktaya: Eğer bu hayvanlar ruhsatlı kesimhanelerde, veteriner kontrolü ile kesiliyor ise sağlık sorunu yaratmaz. Sadece "kaçak"tır. İşte o kadar. Ama bunlar ruhsatlı kesimhaneler dışında, veteriner kontrolü olmadan kesiliyor ise sağlığa zararlı olabilir.
(2) 1994 ve 1995 yıllarında Türkiye'ye kesilmiş hayvan (et) ithal edildi. O zamandan bu yana et ithalatı yasak.
Şimdilerde TIR kamyonları ve gemiler ile yurda kaçak et sokulduğu iddia ediliyor. (Ne ilginçtir ki, Tarım ve Köy İşleri Bakanı kaçak etin büyük çapta büyük firmalar tarafından getirildiğini, bunların isimlerinin belli olduğunu söylüyor... Söylüyor da ne işlem yapıldığı bilinmiyor.)
Hayvanın huduttan tıpış tıpış girmesi kolaydır ama kesilmiş ve dondurulmuş etin kamyon kamyon, gemi gemi yurda sokulması, bu etlerin muhafazası, nakli, satışı çok zordur. Muhtemelen et işleyen büyük sanayi tesisleri bu gibi kaçak eti kullanabilir ama, bu gibi kaçak etlerin mahalle kasabına kadar düşmesi öyle yazıldığı ve söylendiği kadar kolay olamaz. Türkiye'de kontrol altında kesilen hayvan sayısı ve kesim sonucu elde edilen kırmızı et miktarı giderek gerilemektedir. 1991 yılında ruhsatlı kesimhanelerden piyasaya 444 bin ton kırmızı et sürülmüştü. 1999 yılında kesimhaneden çıkan kırmızı et toplamı 363 bin tona düştü. (1) Nüfus arttığı halde parasızlıktan halk daha az et yiyor. (2) Kesimler kontrol dışına kayıyor.
Bu yazının sonunda sayın okuyucularıma bir mesaj vermem lazım: (1) Sayın okuyucularım, haberlerin magazin yanı midenizi bulandırmasın. Kaçak etin mahalle kasabına kadar ulaşması çok az bir ihtimaldir.
(2) Sizin için önemli olan yurda kaçak giren canlı hayvanlardan hastalıklı olanların etini yememektir. Bunu nasıl becereceksiniz? Onun da yolu var. Kasabınızda çengele asılı duran sığırın vücuduna, koluna, buduna basılı mavi mühre dikkat ediniz. Mühür var ise hayvan ruhsatlı bir mezbahada, veteriner kontrolü ile kesilmiştir. Mideniz bulanmadan eti yiyiniz.



Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr