Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Hazinemiz ABD doları ile yılda yüzde 11.50 (faiz) kupon ödemeli tahvil çıkardı. Hazine 500 milyon dolarlık tahvil satacaktı. Talep 1 milyar dolara yaklaşınca, 600 milyon dolarlık tahvil sattı.
Bu haber, "Türk tahvilleri kapış kapış gitti" başlıkğı ile kamuoyuna yansıtıldı. Acaba işler düzeldi mi? Bu tablo gerçekten iyiye gidişin işareti mi? Anlatayım.
Sadece Türkiye değil, başka ülkelerin hazineleri de 10 yıl vadeli tahvil çıkararak satışa sunuyor. ABD’nin tahvilinin faizi yüzde 4.20. Euro ile 10 yıl borçlanan ülkelerin hazineleri tahvillerini yüzde 4.22 faiz ile satılıyor.
Türkiye’nin satışa sunduğu 10 yıl vadeli Hazine tahvilinin yüzde 11.50 oranındaki kupon ödemesi (faizi) yüksek bir faiz. Bu bizim yurtdışında yüksek faiz ile satılan ilk tahvilimiz değil. Daha önce Türkiye 10 yıl vadeli tahvili yüzde 11.75 faiz ile, 30 yıl vadeli tahvilleri 11.875 faiz ile satmıştı.
Neden ABD Hazinesi 10 yıl vadeli tahvili yüzde 4.20 faiz ile satabilirken, Türkiye 10 yıl vadeli tahvile yüzde 11.50 faiz ödemeyi göze alıyor? Çünkü alıcılar belli bir risk primi ile bu tahvilleri satın almayı kabul ediyor.
Dünya para piyasalarında sağlamcı olanlar ABD Hazine bonosuna, İsviçre Hazine bonosuna yatırım yapıyor. Düşük faize razı oluyor. Yüksek getiri peşinde koşanlar belli riski üstleniyor ve de bu riskin primini bekliyor.
O nedenle, tahvilin satılıp satılmadığına değil, faizinin ne olduğuna bakmak ve ona göre değerlendirme yapmakta yarar vardır.
Bütün bunları Hazine’nin tahvil satışını küçümsemek için yazmıyorum. Neyin ne olduğunun anlaşılması için yazıyorum. Bizim gibi istikrar arayışında olan, yarını açıklığa kavuşmamış bir ülkenin 10 yıl vadeli tahvilini yüzde 11.50 faiz ile satabilmesi kendi içinde tutarlı bir gelişmedir.
Konuya yabancı olanlar için ufak bir açıklama yapayım... Kupon (faiz) ödemesi bu tahvillerin net getirisi değildir. Bu tahvillerin 100 dolarlığı Türkiye’ye olan güvene göre bazen 80 dolara düşer, bazen 110 dolardan satılır. Ana borcun (tahvilin) fiyatı düştükçe getirisi artar. Fiyat arttıkça getiri düşer. (Örneğin 100 liralık tahvilin yüzde 11.50’lik kupon ödemesinin normal getirisi yüzde 11.50’dir ama, tahvil piyasada 80 liraya düştüğünde, 80 liraya 11.50 kupon ödemesi yapılacağından, getiri yükselir.)
Gelelim bizim yurtdışında satılan dolar ve euro tahvillerinin müşterilerine. Yurtdışındaki yatırımcılar gelişmekte olan ülkelerin bu tür riskli ve yüksek faizli tahvillerini bir miktar satın alarak hazmedebilir ölçüde riski üstlenirler.
Ama Türk Hazinesi’nin bu tür tahvillerinin en büyük müşterisi "kara bıyıklı yabancı"lardır. "Kara bıyıklı yabancı"lar, Türkiye dışında dövizi olan Türkler, Türk şirketleri, Türk bankalarıdır. Bunların paralarının yurtdışında olması da kanuna uygundur, bunların Hazine tahvili alması da kanuna uygundur.
Bunlar Türkiye’de dolar tasarruflarına yüzde 10 dolayında faiz almaya alışmışlardır. Yurtdışındaki yüzde 4’ler dolayındaki dolar faizi bunları "kesmez". Onun için yüksek faizli Türk Hazinesi tahvillerini satın alırlar.
Ekonomik kriz nedeniyle Türkiye’den büyük miktarda döviz dışarıya çıktı. Bankalar döviz açıklarını kapattı. Yurtdışı hesaplarında çok düşük faiz ile tuttukları bolca dolarları var. Türkiye’deki tasarruf sahipleri bankaların döviz mevduatına ödedikleri faizi düşük buluyor. İşte bu nedenle yüzde 11.50 faizli döviz tahvillerini, parasını yurtdışında tutan Türkler ile bankalar satın alıyor. Parasını yurtiçinde döviz olarak tutanların da bu tahvilleri satın alma şansları var. Bankalar 10 bin dolardan daha fazla dövizi olanlara bu tahvilleri satın almada aracılık ediyor. Dövizi olan ve bu tahvillerden satın almayı düşünenler bankalardan yardım isteyebilir.


* Dış piyasalarda 18 Ocak 2002 tarihindeki işlem fiyatlarıdır.