Bukowski isimli yazarın bir hikayesi Açık Radyo'da okundu. Bu hikaye anlatılırken kullanılan bazı kelimeleri "çirkin" bulan RTÜK radyoya 15 gün kapatma cezası verdi. Açık Radyo, ortaklık yapısı ile, yayın politikası ile farklı bir radyodur. Halk anlatımıyla "entel radyo"dur.
Habere, sanata, eğlenceye "farklı" yaklaşan bu radyonun izleyicilerinden biriyim. Sabahları Ömer Madra ile Şerif Erol'un dünya ve Türkiye haberlerini dinleyerek işe başlarım. Kapatılmaya neden olan programı kaçırmıştım.
Merak ettim. Bukowski nasıl bir yazar? Ne biçim bir hikaye yazmış ki, radyonun kapanmasına neden olmuş?
Metis Yayınları'nın "Bukowski'den Seçme Öyküler" dizisinin birinci kitabı olan "Kasabanın En Güzel Kızı" başlıklı 110 sayfalık kitabı 2 milyon lira ödeyerek satın aldım.
Çeviriyi "Avi Pardo" yapmış.
Kitaptaki hikayelerin ilkinde yazar kasabanın en güzel kızı Cass ile, kısa süren ilişkisini anlatıyor.
Hikayeyi, yazarın anlatımına uyarak özetleyeceğim.
"Cass, beş kız kardeşin en güzeli idi. Kızılderili meleziydi. Çirkin erkeklere yanaşmak gibi bir huyu vardı. Yakışıklı erkeklerden iğrenirdi. 'Hayat yok onlarda' derdi. 'Mükemmel kulaklarından, burunlarından başka şey düşünmezler. Tamamen yüzeyseldirler. İçleri yoktur'.
Babası ölmüş, annesi kızları terk etmişti. Bir manastıra yerleştirdiler. Manastırda kötü günler geçirdi. İlişkimiz manastırdan çıktıktan sonra uğradığı Batı Yakası Barı'nda başladı. Tek kelime söylemeden gelip yanıma oturdu. Kasabanın en çirkin adamı bendim. Belki de beni bunun için seçmişti. Beni seçmişti ve olay onun için o kadar basitti.
Bar kapandığında eve gittik. İlişkimiz bir süre devam etti. Sarhoşluk ve kavgadan tutuklanıyordu. Kefaletle çıkardım.
Altı ay süreyle şehri terk ettim. Serserilik yapıp geri döndüm. 'Demek döndün it' dedi. Ve ilişkimiz tekrar başladı. Güzel olmaktan rahatsızdı. Güzelliğini mahvetmeye çalışıyordu. Yüzüne iğneler batırıyordu. Boğazını bir şişe kırığıyla kesmişti. 'Neden güzelliğinle uğraşıyorsun' diye sordum. 'Çünkü erkeklerin başka bir şey gördükleri yok. Güzellik bir şey değil. Uçar. Çirkin olduğun için talihlisin. Biri sana ilgi gösterirse başka bir nedeni olduğunu bilirsin' dedi. Para karşılığı erkeklerle yatıyor, ama bunu yapmaktan nefret ediyordu. Fabrikaların birinde bir iş buldum. Bütün hafta öyle geçti. Dışarı çıkamayacak kadar yorgundum. Cuma akşamı Batı Yakası Barı'na gittim. Cass'ı görmeyi umuyordum. Barmen, 'Sevgilin için üzgünüm' dedi. Gırtlağını kesmiş. Kardeşleri bir gün önce gömmüşler. Tembel, ilgisiz, bencil davranmıştım. Ona sahip çıkmamıştım. Cass, kasabanın en güzel kızı yirmisinde ölmüştü."
Sayın okuyucularıma hikayenin etlerini ayırarak kemiğini verdim. Hikayenin kemiğini saran etleri liğme liğme parçalarsanız aralarından "müstehcen - ahlaka aykırı" kabul edilebilecek kelimeler çıkarabilirsiniz. Ama hikayenin bütünü içinde, yazarın anlatım biçiminde bunlar insanı rahatsız etmiyor. İki serserinin konuşmasında olağan olarak yer alan söylemler onlar.
Charles Bukowski'nin başka tür yazması, "küfürsüz yazması" mümkün değil. Çünkü hikayelerinin kahramanı genelde Bukowski... Ve de Bukowski gerçek bir serseri.
1994 yılında 73 yaşında ölen yazar 1920 yılında Almanya'da doğdu. İki yaşında iken ailesi ABD'ye göçtü. Genç yaşta serseriliğe başladı. İlk hikayesi 24 yaşında iken yayımladı. Sonra kendini içkiye vurdu. Yazıyı kesip sadece içti. On yıl sonra Las Angeles Hastanesi'nin düşkünler koğuşundan çıkınca şiire başladı. Şiirden tekrar öyküye döndü. 1960'larda "yeraltı edebiyatı"nın kahramanlarından biri olarak ünlendi.
Anarşist bir satir anlayışı ile, içen, küfreden, partilerde kafayı bulan, kadınların ırzına geçmeye yeltenen, uçaklarda etrafına rahatsızlık veren, şiir dinletilerinde rezalet çıkaran bir yazar olarak kabullenildi. Yaşlı ve maço imajının arkasında duygusal ve yumuşak bir karakteri vardı.
Sayın okuyucularıma "Kasabanın En Güzel Kızı" hikayesinin özetini ve Bukowski hakkındaki bilgileri "Avi Pardo"nun tercümesinden aktardım.
Açık Radyo'da okunan hikaye ise, Naim Tirali'nin tercümesi ile 1994 yılında Cem Yayınları tarafından "Sakıncalı Yazarlardan Sakıncasız Hikayeler" başlığı ile bastırılan kitaptan aktarılmıştı.
Doğan Hızlan Usta'dan öğrendiğimize göre, Bukowski'nin eserleri 14 dile çevrildi. Her yıl bir milyon kitabı satılıyor. Otobiyografik kitabı olan "Bar Kelebeği" (Barfly) sinemaya aktarıldı. Filmde Bukowski'yi "Mickey Rourke", kız arkadaşını "Faye Dunaway" canlandırdı.
Sayın okuyucularım, Cem, Yapı Kredi, Metis Yayınları ve İmge Kitabevi Bukowski'nin değişik eserlerinin Türkçe tercümelerini bastırdı. En iyisi siz bu yayınlardan birini okuyup kendi değerlemenizi kendiniz yapınız.
Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr