SEDEF Ticaret Kayseri'nin Camikebir Mahallesi'nde, Kapalıçarşı'nın çıkışında, eski PTT Sokağı'nda küçücük bir dükkan. Dükkanda Yataş yaylı yatakları, Puffy yorgan, yastık, sünger ve kırpıntı satılıyor. Dükkan sahibi Cumhur Mutlu'nun oğlu Süleyman Mutlu "buyur" etti. Mehmet Şölen ile birlikte iki küçük iskemleye iliştik. Süleyman Mutlu çay ısmarladı. Çaylarımızı beklerken dükkana başörtülü bir hanım ile bir genç kız uğradı. Anlaşıldığı kadarı ile genç kıza çeyiz alışverişine çıkılmış. Yatakların fiyatını sordular. Süleyman, "80 milyon liraya da var, 100 milyon liraya da..." deyince hanım, "Uvvvv... Amma da fiyatlı imiş" şeklinde tepki gösterdi. Genç kız gülümseyerek annesini uyardı: "Üzülme. Nasıl olsa karşı taraf alacak..."
Sonra kapının önünde çuvallarda duran ve de şimdiye kadar görmediğim, bilmediğim pamuk benzeri maddenin fiyatını sordular. İki kilo satın aldılar.
Aldıklarının ne olduğunu öğrenmek istedim. Süleyman, "Selikonlu polyester elyaf... Bu yeni bir madde... Yastık, yorgan ve yatak dolgularında pamuk yerine kullanılıyor. Pamuktan hem çok iyi, hem kabarık duruyor, hem de ucuz" dedi. Ve sonra anlattı. "- Bunun hammaddesi Kore'den geliyor. Kayseri'de sanayi sitesinde bunu yapan firmalar var. En iyileri Gaymeroğlu ile Ak - Elyaf. Peynir ekmek gibi satılıyor. Askerliğimi bitirince ben de bunu yapacak bir tesis kuracağım..."
Süleyman Mutlu'nun çayını içtikten sonra Mehmet Şölen ile Kapalıçarşı'ya girdik. Vakit öğle sonu... Dükkan sahipleri yol kenarına birer küçük iskemle koymuş. Oturmuş. Müşteri bekliyor. Allah için bir müşteri yok... Kapalıçarşı koskocaman... Dükkanlardan birine uğradık. "- Merhaba, hayırlı işler" diyecek olduk. Dükkan sahibi boşaldı, "- Ne işi beyim? Üç gündür siftah etmedik... Artık Kapalıçarşı öldü..." Neden diye sorunca anlattı. "- Burada ayakkabı 10 bin lira. Buradan ayakkabı alacak olanın parası yok. Parası olan ise 10 bin liraya Kapalıçarşı ayakkabısı alacak yerde 27 Mayıs Caddesi'ne gidip, "markalı" alıyor.
Kapalıçarşı'dan çıkıp, Kaleiçi'ne girdik. Kaleiçi'nde küçük küçük dükkanlar ve duvar boyu işpota tezgahları var. Saat, gözlük, hesap makinesi, elektronik eşya, giyim eşyası ve ayakkabı... Ama en ucuzundan... Çin malı saatler ve gözlükler (inanılmaz) 1.5 milyon lira. Üzerindeki markalar ve şekiller taklit. "Rolex" olmuş "Ropeks", "Gucci" olmuş "Giccu", "Dior" olmuş "Diyor"... Blucin kot pantolonlar 1.5 milyon lira... Kaleiçi de bomboş... Alıcıoğlu Saat Pazarı'na yaklaştık. "Saat tamiri" diye levhası var. Ama tezgahtaki bey, "Artık kimse saat tamir ettirmiyor. Saati bozulan atıp yerini 1.5 milyon liraya saat alıyor" dedi. Ben hayretimi ifade ettim. "- Siz bu saati 1.5 milyon liraya sattığınıza göre, 500 bin liraya satın aldınız. Bize satan onu kaça aldı? Önce satan saati Çin'den kaça getirdi? İnanılacak şey değil..."
Yol boyu pastırma, peynir ve zeytin satan küçük dükkanlarda da müşterinin olmaması dikkatimi çekti. Sorunca "Müşteri marketlere kaçtı" dediler. Sonra Kayseri'de açılan marketleri gördük. Migros, Gima, Beğendik, Mega ve Hama isimli büyük mağazaların önlerinde otomobiller dizilmiş, içleri vızır vızır insan dolu. Bir müşteri ile görüştük: "- Burada fiyatlar manavdan ve bakkaldan daha ucuz. Fiyatı belli. Üstelik malı seçiyoruz. Sonra gezmesi, görmesi de insanı eğlendiriyor..." dedi.
Kayseri'deki yapılaşma insanı şaşırtıyor. Allah'tan eski belediye başkanlarından, Menderes'in dostu Osman Kavuncu caddeleri geniş tutmuş. Ondan sonra gelenler aynı şeyi yapmış. Yollar geniş ve ağaçlandırılmış. Yolların iki yanına her biri en az 14 katlı, genelde 17 katlı "düdük gibi" apartmanlar dizilmiş.
Kayserililer "Talas'ta bağı, Sivas Caddesi'nde dairesi, sanayide dükkanı olmayan erkeğe kız vermiyorlarmış..." Bu yüzden Sivas Caddesi iki yanına dizilen apartmanlarla uzamış uzamış, Kayseri'den nerede ise Sivas'a ulaşacak!..
Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr