Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Gerçekçi olalım. KDV oranları indirilemez. KDV oranlarını şu dönemde indirmek değil yükseltmek gerekir.
Bunları yazmak insanların hoşuna gitmez. İnsanları üzer. Ama insanları kandırmak, uyutmak, hükümetleri yanlış yola itmek de iyi bir şey değildir.
KDV’yi ya biz, yani Türk halkı ödeyecek... Ya da KDV düşürülecek ve aradaki farkı Almanya’da oturan Bay Gunter veya ABD’de oturan Bay Smith veya İngiltere’de oturan Bay John ödeyecek.
Çünkü Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri KVD’yi "zevk için" tahsil etmiyor. "Mecburiyetten" tahsil ediyor. Mecburiyetten KDV oranları artırılıyor.
Sayın okuyucularım, size basit bir hesap vereyim. Sonra siz elinizi vicdanınıza koyarak karar veriniz. KDV iner mi?

Gelir açığı 29 katrilyon
Devletimizin 2002 yılı harcamaları 98 katrilyon lira. Buna karşılık vergi geliri ve diğer gelirlerle birlikte toplam gelirimiz 71 katrilyon lira. Gelir gider açığı 29 katrilyon lira... Biz bekliyoruz ki, Almanya’daki Bay Gunter, ABD’deki Bay Smith, İngiltere’deki Bay John, para biriktirsin. Paralarını bankalarına koysun. Onların bankaları bu parayı IMF’ye devretsin. IMF de Türkiye’ye para akıtsın... Türkiye’nin 2002 yılı bütçe açığı kapatılsın...
Hangi bütçe açığı? Bugünkü KDV oranları ile 29 katrilyon liraya ulaşan bütçe açığı... Şimdi de gelelim KDV’nin "faziletine"...

KDV’nin faziletleri
KDV en büyük ve en sağlam vergi geliri. 2002 yılında hükümet 57 katrilyon lira vergi toplayacak. Bunun yüzde 33’ü, yani 19 katrilyonu KDV’den gelecek.
KDV oranları yarıya indirilsin, hayır üçte bire indirilsin... Yok daha da indirilsin... şeklinde öneride bulunan iyi niyetli, halkı düşünen kişilerin dedikleri olur ise, KDV oranları yarıya inerse... 2002 yılında hükümet 19 katrilyon lira KDV tahsil edecek yerde 10 katrilyon KDV tahsil edecektir. Bu durumda bütçe açığı 29 katrilyon liradan 39 katrilyon liraya yükselecektir.
Bu durumda 29 katrilyon lira açığı kapatmak için IMF’den para dilenen Türkiye’nin yalvarmaları, gözyaşları artacaktır. Bu durumda Türk halkının ödemediği KDV’leri ödemek Bay Gunter’e, Bay Smith’e, Bay John’a düşecektir... Olur mu böyle şey?..

Önce gelir, sonra tüketim
Söylenen şudur: KDV oranları düşer ise alışveriş artar... Daha çok KDV tahsili mümkün olur. Sayın okuyucularım, basit bir hesap yapalım: KDV yarıya indi. KDV geliri 19 katrilyon liradan 10 katrilyon liraya düştü. Bu durumda KDV gelirini tekrar 19 katrilyon liraya çıkarmak için alışverişin ne kadar artması lazım? Yüzde 100 artması lazım. Olur mu böyle şey?..
Türk halkının milli geliri artmadan toplam iç tüketim artamaz. Türkiye’de milli gelirin en fazla yüzde 80’i tüketilir. Gelirin daha fazla kısmını tüketmek imkanı yoktur. Tüketimi artırmanın tek yolu milli geliri artırmaktır. KDV oranları indirilerek ne ülkeye refah getirilir ne de halkın refahı artırılabilir. Bunları bilelim de istemiyorsanız gene de KDV oranlarını indirelim.

2001 ve 2002 bütçesi ve vergi gelirlerinde KDV’nin önemi