Fuarda Milliyet standında Milliyet okuyucuları ile söyleşi yapmak için İzmir’deyim. İnsanıyla, insanlarının yaşam tarzı ile İzmir’in, dışarıdan gelenleri etkileyen bir yanı var. İzmir uzmanı araştırmacı yazar Yaşar Aksoy’un anlatımıyla acaba bu şehrin "Batı’nın en Doğu’su, Doğu’nun en Batısı" olmasından mı kaynaklanıyor? Yoksa İzmir’i renklendiren İzmir’e bir başka tat veren sayıları giderek azalan levantenler mi?
Levantenler 1600’lü yıllardan itibaren (dört yüz yıldan bu yana) Hollanda’dan, İngiltere’den, Almanya’dan, İtalya’dan, Fransa’dan gelerek İzmir’e yerleşen dinlerini koruyarak yerli halkla bütünleşen aileler.
Bu aileler İzmir’e ülkelerindeki kültürü, yaşam tarzını, mimariyi, medeniyeti, okul, hastane ve postane gibi hizmetleri de taşımışlar. İzmir’de kültürün, sanatın, edebiyatın gelişmesine öncülük etmişler. Yaşamlarında ve işlerinde kaliteyi öne çıkarmışlar. Ege Bölgesi’nin ürünlerini dış pazarlara çıkarmışlar. İzmir’de denizciliğin, bankacılığın, ticaretin gelişmesine, İzmir Ticaret Borsası ve İzmir Ticaret Odası’nın kuruluşuna öncülük etmişler.
İzmir Ticaret Borsası dergisinde Ahmet Usman ile Sinan Doğan’ın "Son Levantenler" ile ilgili araştırması yayımlandı. Bu araştırmadan öğrendiğime göre, şimdilerde İzmir’de bin beş yüz dolayında levanten yaşıyor. Bunların sekiz yüzü İtalyan, üç yüzü Fransız kökenli.
Levanten kelimesi Fransız dilinde "Doğu’ya yerleşmiş" anlamına geliyor ama bizde ticaret yapan yabancı kökenliler için de kullanılıyor.
Whittall’ler, Pattersn’lar, Lafonten’ler, Giraud’lar, Aliotti’ler, Micaleff’ler, Dutilh’ler, Pennetti’ler, Aliberti’ler, Mainetti’ler, Solari’ler, Korsini’ler İzmir’de bankacılığı, sigortacılığı, gemiciliği geliştirmiş, pamuk, zeytinyağı, tütün, kuru incir ve kuru üzüm gibi ürünlerin işlenmesi ve ihracatına öncülük etmiş, İzmir ürünlerini "İzmir" markası ile birlikte Avrupa’ya taşımış aileler.
Ahmet Usman ve Sinan Doğan’ın araştırmasında Giraud, Micaleff, Arkas, Dutilh, Baltazzi, Buttigieg aileleri İzmir’deki levantenlerin son temsilcileri olarak anlatılıyor.
Şimdilerde Karavan Turizm İşletmesi’nin başında bulunan Alex Baltazzi’nin 1745 yılında Venedik’ten Anadolu’ya gelen ataları Osmanlı’nın ilk bankası olan "Dersaadet Bankası"nı kurmuş. "Şirket - i Hayriye"nin ilk gemilerini getirmiş.
İki yüz yıl önce Hollanda’dan gelen Dutilh’lerin çocukları Karel ve Hendrik kardeşler, 16 yıl İzmir’in, 4 yıl Türkiye’nin vergi şampiyonu olmuş. Bu iki kardeş Dutilh Denizcilik İşletmesi’ni geçtiğimiz yıllar Anadolu Deniz Ticaret Şirketi’ne bırakarak iş hayatından ayrılmış.
1850’lerde İzmir’e yerleşen Micaleff ailesinin son temsilcisi Noel Micaleff, zeytinyağı pazarında büyük ağırlığı olan ve Kristal markası ile yağ pazarlayan Ticaret ve Sanayi Kontuvarı’nın başında.
Fransa’nın Nice kentinden 1742 yılında İzmir’e gelip yerleşen Giraud ailesi önceleri Whittaller ile çalıştıktan sonra tekstil sektöründe kendi yatırımlarını gerçekleştirmiş. Herve Giraud, İzmir Pamuk Mensucat, İzmir Basma Sanayii gibi dev sanayi tesislerinde üretim ve ihracatı sürdürüyor.
Ruggero Mainetti’nin kuru meyve işleme ve ihracatı yaptığı, Pierro Corsini’nin Cemal Özgörkey ile birlikte ambalaj ve baskı işinde Koreta’da ortaklığının bulunduğu, Enriko Aliberti’nin otomotiv sektöründe olduğu biliniyor.
Yaşar Aksoy, Milli Mücadele’de Atatürk’ün yanında yer alan, bugüne kadar İzmir’i terk etmeyen levantenleri küreselleşmenin acımasız dinamiklerinin ezmeye başladığını, bu olumsuz gelişme karşısında sermayelerini ve geleceklerini koruma arayışında levantenlerin yavaş yavaş ticaretten ve sanayiden çekilerek ranta yöneldiklerini, İzmir’i terk ederek İstanbul’a ve Avrupa’nın başka şehirlerine taşınmaya başladıklarını anlatıyor.
Ben levantensiz İzmir’in nasıl olacağını düşünemiyorum...