Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Olayların içinden Ekonominin yabancı hâkimiyetinde nasıl kurtarıldığını anlatıyor "Limancı Hamdi" diye bilinir. Yabancı şirketler tarafından yürütülen liman hizmetlerini millileştirme arayışında 1924 yılında yerli sermaye ile "Bahr-i Muamelat" şirketini, 1925 yılında "Mavna ve Salapuryacılar Tahmil ve Tahliye" şirketini kurmuştur. Daha sonra bu iki şirketi birleştirmiş, İş Bankası ile Sanayi ve Maadin Bankası'nın katılımıyla "İstanbul Liman İşleri İnhisarı" şirketini oluşturmuş, 1934 yılına kadar bu şirketi yönetmiştir.Çabaları sonucu İstanbul limanını yabancı işletmecilerin elinden kurtardığı ve millileşmesini sağladığı için "Limancı Hamdi" diye anılmış, bu unvanı ömür boyu taşımıştır.İstanbul işgali sürerken 1922'nin haziran ayında Ahmet Hamdi Başar on arkadaşı ile "Milli Türk Ticaret Birliği"ni oluşturmuş, İstanbul'daki ticarethanelerin ne kadarının Müslüman Türklere ait olduğunu belirlemek için geniş bir araştırma yapmıştır. Bu çalışmayla hazırlanan 1922 İstanbul Ticaret Salnamesi'nde 4267 müessese kayıtlıdır. Bunların 1.202'si Müslüman-Türklere ait ticarethanedir. Ahmet Hamdi Başar (1897-1971) Cumhuriyet döneminde millileştirme hareketlerinin öncüsü, çok sayıda devlet işletmecisinin kurucusu olmuş bir "fikir ve eylem" adamıdır. Cumhuriyetin ilk yıllarında ekonomik faaliyetlerde Müslüman-Türklerin ağırlığı yoktur. Örneğin, İstanbul'da ithalat ve ihracat işleriyle uğraşanların sadece yüzde dördü Müslüman Türktür. Liman işlerinde tek bir Müslüman-Türk yoktur. Esham ve Kambiyo Borsası'nda iş yapanların yüzde 95'i Müslüman-Türkler dışındaki kişilerdir. Sigorta işlerine Müslüman-Türkler girememiştir. Su, elektrik, havagazı, telefon, tramvay, tünel işletmelerinin imtiyazı yabancı şirketlere verilmiştir.Ahmet Hamdi Başar, Cumhuriyet'in kuruluşundan 1971 yılına, ölümüne kadar ekonomide millileştirmenin ve devletçiliğin yılmaz savunucusu olmuştur. Cumhuriyet'in kuruluşundan ölümüne kadar Mustafa Kemal dahil bütün politikacılarla yakın çalışma imkânı bulmuştur.Ahmet Hamdi Başar'ın özelliği, düşüncelerini yazması, yazdıklarını çok geniş şekilde yayımlamayı becermesidir. Fakat daha da önemli özelliği, düşüncelerini yazıya dökmekle yetinmeyip fikirlerini uygulamaya dönüştürmek için mücadele etmesi ve de bu mücadelelerde genelde sonuca ulaşabilmesidir. Ekonomi yabancıların elinde idi Yeni kuşaklar Limancı Hamdi'yi bilmez. Eski kuşaklar şu veya bu şekilde bir yayınını okumuştur. Çünkü çok sayıda yayını vardır.İstanbul Bilgi Üniversitesi son yıllarda çok ilgi çekici yayınlar yapıyor. Genel Yayın Yönetmeni Fahri Aral çok yararlı bir iş yapmış. Ahmet Hamdi Başar'ın hayatı boyunca yazdıklarının toplanmasını sağlamış. Dr. Murat Koraltürk ciddi bir çalışmayla Limancı Hamdi'nin tüm yazılarını/hatıralarını derlemiş. İki ciltte toplanan hatıraların birinci cildi "Gazi Bana Çok Kızmış" başlığını taşıyor. Bu ciltte "Meşrutiyet, Cumhuriyet ve Tek Parti" dönemi anlatılıyor. "Yine Hayal Aleminde Uçuyorum" başlığını taşıyan ikinci ciltte "Demokrasiye Geçiş, DP İktidarı ve 27 Mayıs" dönemine ait hatıralar var.Türkiye'de yabancı sermayeye ait müesseseler nasıl millileştirildi? Verilen imtiyazlar nasıl geri alınabildi? Milli sermaye nasıl oluşturuldu? Bugün özelleştirilen devlet müesseseleri nasıl kuruldu? Bütün bunları ve bunlar çerçevesinde her dönem devam eden iktidar mücadelelerini, Limancı Hamdi akıcı kalemiyle tatlı tatlı anlatıyor. guras@milliyet.com.tr Milli ekonomi kolay oluşmadı