Merkez Bankası’nın dün yayınlanan “Enflasyon Raporu”nda, bol laf ve bol rakam var. Ve de bunlar arasında dikkat çeken bir gelişme var. Merkez Bankası sıcak paranın zararını anlamaya başlamış görünüyor.
- Merkez Bankası “yüksek faiz, düşük kur” politikasında, yüksek faizin zararını anlamakta gecikmişti. Bunun faturasını ödüyoruz. Ödeyeceğiz.
- Düşük faizin zararını da (tam anlamasa da) nihayet anlıyor gibi. Bugüne kadar ödediğimiz faturalar hesaba yazılacak ama ucuz faizin ülkenin üretim ve istihdam yapısındaki hasarını onarmak kolay olmayacak.
Dün yayınlanan “Enflasyon Raporu”ndaki en önemli mesaj “iç ve dış talep yapısındaki ayrışma”nın tespitidir.
Nedir bu “ayrışma?” Açık açık yazılmıyor ise de “kelime aralarına bak... Ne dediğimizi anlarsınız!” misali deniliyor ki;
- Sıcak para yüzünden döviz fiyatları ucuzluyor. Merkez Bankası faizi daha fazla aşağıya indirmeden, döviz satın alarak doların fiyatının daha da ucuzlamasını önlemeye çabalıyor ama başaramıyor.
Ucuz döviz başa bela
- Her ne kadar geç fark edildi ise de şimdi şimdi anlaşılmaya başlandı ki, ucuz ithalat iç talebi canlandırıyor. Buna karşı ucuz döviz yüzünden ve de dış pazarlardaki durgunluk nedeniyle ihracat artışı sağlanamıyor.
- Küresel büyümedeki yavaşlamaya paralel olarak Türkiye’de de iktisadi faaliyet durgunluk sürecine girebilir.
- Bu nedenle Merkez Bankası parasal sıkıştırma operasyonlarını (faizi gene yükseltmeyi ve de paranın musluğunu daha fazla kısmayı) geciktirmeyi düşünüyor.
Bunlar anlatıldıktan sonra geliyor, “olası tedbir işaretleri”:
- Gelişmiş ülkeler, iç taleplerini canlandırmak için piyasaya para basıyor. Bu paralar dünyada gidecek yer ararken bir bölümü sıcak para olarak ülkemize geliyor.
- Bu sıcak para yüzünden iç ve dış talep ayrışıyor. (Türkçesi: Ucuz ithalat coşuyor. Halkımız ucuz ithal mallarına yönelince içeride talep canlanır gibi oluyor ama, üretim ve istihdam büyümüyor. Canlanan iç talep başka ülkelerin üreticilerine ve işçilerine iş yaratıyor. Buna karşılık ucuz döviz yüzünden ihracat gelişemiyor.)
- Bütün bunların sonunda cari açık (döviz açığı) büyüyor. Finansal istikrarın bozulması tehlikesi ortaya çıkıyor.
Sıcak paraya vergi gelebilir
Bu gelişmeler sanki yeni gelişmelermiş gibi özetlendikten sonra “işaret” çakılıyor:
- Bu durumda Merkez Bankası bugüne kadar uyguladığı tedbirlere ek olarak alternatif araçları etkin biçimde kullanabilir.
İşte, satır aralarındaki mesaj budur: “Sıcak paraya vergi gelebilir.” Türkiye durumundaki ülkelerin sıcak parayı kontrol etmek için uyguladıkları “alternatif araçlar” sınırlıdır. Alternatif araç denilince de akıla sıcak para giriş çıkışlarında uygulanan vergi gelir.
Özellikle Brezilya sıcak paraya uyguladığı vergi ile sıcak para hareketini kontrol altında tutma girişiminde başarılı olduğuna göre, anlaşılan Merkez Bankası şimdi bu vergi işini gündeme getirme hazırlığı içindedir.