Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       ÇOK kimse farkında değil ama, Merkez Bankası şu günlerde çok, hemi de pek çok zorlanıyor. Merkez Bankası'nın baş belalısı eskiden Hazine idi. Hazine ile boğuşurdu. Şimdi Merkez Bankası, banka sistemini ayakta tutmanın derdinde...
Rahmetli annemin bir sözü vardı: "Kol kırılır yen içinde, baş yarılır fes içinde..." İşte o biçim. Banka sisteminin dertleri, hastalıkları açık açık tartışılamadığından, çok kimse farkında değil ama... Ne yazık ki bazı bankaların derdi, deva bulmaz çizgiye tırmanmış. Merkez Bankası özelde bu bankaları, genelde tüm sistemi ayakta tutmak için çaba gösteriyor.
Hazine'nin ve bankaların derdi "para". Merkez Bankası için para vermenin en kolay yolu "banknot basıp dağıtmak". Ancak o zaman enflasyon kontroldan çıkıyor.
Yıl başında 758 trilyon lira olan dolaşımdaki banknot miktarı şimdilerde 1.334 trilyona çıkmış, yüzde 76 oranında artmış durumda. Daha fazla artsa, enflasyon bugünkünden daha hızlı artacak. Ama Merkez Bankası para vermese Hazine ve bankalar parasız kalacak.
İşte bu durumda Merkez Bankası banknot basmadan Hazine'nin ve bankaların nakit açığını kapatmaya çabalıyor. Hele hele, şu yıl sonunun yaklaştığı günlerde Merkez Bankası bu yaptığı işte çok zorlanıyor. Para basmadan, Hazine'yi fonlamanın yolunu Merkez Bankası şöyle bulmuştu: Açık Piyasa İşlemleri denilen özel bir "hesaben borçlanma" yoluyla Merkez Bankası, bankalara (mesela yüzde 100 faiz ile) imkan sağlıyor, bankalar bu imkanı daha yüksek bir faiz ile (mesela yüzde 120 faiz ile) Hazine Bonosu alımında kullanıyor, böylece hem Hazine Bonosu satılıyor, hem de banka sistemine kaynak aktarılıyordu.
Hazine'nin sattığı tahvil ve bononun tutarı 11 katrilyon lira dolayında. Bunun yaklaşık 7 katrilyonluk bölümü bankaların kasasında. Merkez Bankası'nın açık piyasa işlemleriyle bankalara sağladığı imkan 1 katrilyon 771 trilyon liraya ulaştı. Demek ki bankaların satın aldığı tahvil ve bonoların yüzde 25'i Merkez Bankası'nın bankalara sağladığı imkanlarla finanse edilmiş.
Ama dikkat buyurunuz. "Miş"li geçmiş zamandan söz ediyorum! Bugün durum değişti.
Bugün Merkez Bankası bankalara haftalık repo işlemi ile yıllık yüzde 145 faiz fiyatı üzerinden imkan sağlıyor. Fakat bugün Hazine Bonosu'nun yıllık birikimli faizi yüzde 138'e düştü. Açık anlatımıyla bankalar için Merkez Bankası'ndan imkan sağlayıp Hazine Bonosu satın almanın hiç mi hiç cazibesi kalmadı.
Fakat bankalar gene de Merkez Bankası'ndan yüzde 145 faizi ödemeyi göze alarak imkan sağlamak için çırpınıyor.
Merkez Bankası'nın açık piyasa işlemleriyle banklara sağladığı imkanın toplamı yıl başında 720 trilyon liraydı. Bugün yüzde 146 artış ile 1.771 trilyon (yaklaşık 5.7 milyar dolara) yükseldi.
Banka sisteminin Merkez Bankası'na olan bu kısa vadeli borç toplamı sistemin açığını ortaya koyuyor.
Sayın okuyucularım dikkat buyurunuz:
- Merkez Bankası banknot bastırıp dağıttığında, banknotun kullanıcı için maliyeti (faizi) sıfırdır.
- Merkez Bankası "Açık Piyasa İşlemi" ile banka sistemine imkan dağıttığında, bu imkanı elde eden için maliyeti (faizi) yüzde 145'tir.
- Piyasada (dolanımda) olan banknot miktarı 1.2 katrilyon lira, Merkez Bankası'nın açık piyasa işlemleriyle banka sistemine sağladığı imkan 1.7 katrilyon liradır.
- Açık piyasa işlemiyle kavuştuğu imkanı banka sistemi banknota çeviremez. Çünkü hem piyasada o kadar banknot yok, hem de yüzde 145 faizli imkan ile yüzde sıfır faizli banknot toplamak enayiliktir.
Hem enflasyon aşağıya insin, hem kimse dövize gitmesin, hem faizler yükselmesin, hem Hazine'nin açığı kapansın, hem banka sistemi ayakta kalsın, hem de vitrin bozulmasın ki IMF'nin canı sıkılmasın!.. Bütün bunlar kendiliğinden olmuyor. Ankara'da birileri o musluğu açıyor, öbürünü kapıyor, kova ile su taşıyor, hortumun deliğini onarıyor, kuyuya bakraç sarkıtıyor, suyu buluyor. Çarkı döndürüyor.




Yazara E-Posta: g.uras@milliyet.com.tr