Uzun süredir not değerleme kuruluşu Moody’s notumuzu artırsın diye bekliyoruz. Not artarsa ne olur?
* Yurtdışındaki bazı kurumsal yatırımcılar (özellikle emeklilik fonları) bir ülkeye paradan para kazanmak için döviz gönderirken kredi derecelendirme kuruluşlarının notuna bakarlar. Bizim notumuza göre Türkiye henüz “yatırım yapılabilir ülke” notuna sahip değil. Not yükselir ise, bugüne kadar Türkiye’ye para gönderemeyenler de para gönderecek.
* Paradan para kazanmak için ülkeye gönderilen dövize biz sıcak para diyoruz. Bu döviz genelde portföy yatırımı denilen Hazine bonolarına gidiyor. İMKB’de hisse senedi alımına gidiyor. Not artışının ilk etkisi ülkeye portföy yatırımı için daha çok döviz girmesi olacak. Daha sonra da ülkenin dış borçlanmada “risk primi” düşecek. Özel sektör ve bankalar dışarıdan kredi kullanırken daha uzun vade daha ucuz faiz ile borçlanacak.
Derdimiz döviz değil üretim
* Bizim şu günlerde derdimiz, yeteri kadar borçlanamamak değil. Tersine ihtiyaçtan bol döviz girişi var. Bunun için döviz fiyatı ucuzluyor. Kredi notu artınca döviz girişi de hızlanacak. Döviz fiyatı ucuzlayacak. Türk Lirası değerlenecek.
* Kredi notunun artması genelde ülkenin varlık fiyatlarını da etkileyecek.
* Kredi notu artsın, artabilir diye bekliyoruz ama artması garanti değil.
Durup dururken not bekleyişin gündeme gelmesinin nedeni kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in, 28 Ocak Pazartesi Türkiye ile ilgili bir telekonferans düzenleyeceğini açıklaması.
Gerçekçi olalım. Kredi notu artacak ise, ülkedeki temel göstergeler düzeldiği (özellikle cari açık küçüldüğü) için artacak. Başka ifade ile durum tespiti olacak.
Kredi notu artışını küçümsemeye imkan yok. Ancak unutmayalım. Bizim derdimiz üretimdir. Üretimi artırmak, katma değeri yüksek üretim yapmak zorundayız. Tüketimi ve üretimi kısarak değil gerçekçi döviz kuru uygulayarak ihracatı artıracağız, ithal ettiğimiz malları içeride üreteceğiz ki, istihdam artsın, gelir artsın. Büyüyelim.
Mevduatta faizi indirdi kredide faize bindirdi
Merkez Bankası mevduatta faizi indirdi. Kredide ise faizi indirir gibi yaparak faize bindirdi. Merkez Bankası ucuz faiz yanlılarına “selam” gönderdi ama olan mevduat sahiplerine oldu. Mevduat faizi ucuzlayacak. Kredi faizi değişmeyecek. Belki de yükselecek. Çünkü talebi sınırlamak, banka kredilerinin yüzde 15’in üzerinde artmasını önlemek için, Merkez Bankası, bankaların kaynak maliyetini yükseltti. Zorunlu karşılık oranlarını artırdı.
* Merkez Bankası kendisine getirilen paralara verdiği faizi yüzde 5’ten yüzde 4.75’e indirdi. “Fazla paranız var ise, özellikle dışarıdan döviz getirerek bozdurduğunuz paraları (sıcak paraları) Merkez Bankası’na getirmeyin. Faizi indiriyorum” dedi.
* Paraya ihtiyacı olan bankalara verdiği borcun faizini yüzde 8.5’ten 8.25’e indirdi.
Büyümeden korkar olduk
* Bankaların kredi faizlerini ucuzlatmalarını önlemek için de Türk Lirası ve yabancı para zorunlu karşılık oranlarını yükselterek, bankaların kaynaklarının daha büyük kısmının (özellikle bankalara gelecek dövizlerin) Merkez Bankası’na aktarılmasının kapısını açtı.
* Merkez, 2 hedefe odaklanmış. (1) Not artışı olmadan da ihtiyaçtan fazla döviz girişi var. Kredi notu artar ise döviz girişi hızlanacak. Sıcak para bolluğu nedeniyle Türk Lirası daha fazla değer kazanmamalı. Döviz daha fazla ucuzlamamalı. (2) Cari açığın büyümemesi için ekonomide talebin sınırlandırılması ve büyümeden fedakarlık gerekiyor. Talebin artmaması, büyümenin hızlanmaması için banka kredilerindeki artış yüzde 15’te kalmalı. Bunun için de kredi faizi ucuzlamamalı.
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025