Maliyeciler, Hazineciler hata yapıyor. Muhasebe hatası yapıyor. Bu hata Türkiye'yi olduğundan kötü gösteriyor. Türkiye'nin durumu iyi değil ama, bu kadar da kötü değil. Muhasebe hatası içeride morali bozuyor. Dışarıda "Türkiye batmış, ağlayanı yok" görüntüsü veriyor.
(1) Türkiye'nin iç borç rakamı muhasebe düzeltmesi nedeniyle bir anda sanki ödenemez bir büyüklüğe ulaştı.
(2) Türkiye'nin iç borç faiz yükünün bütçeye yansıması muhasebe hatası ile bütçe açığını büyütüyor.
Uzun hikayeyi özetleyerek anlatayım.
(1) Türkiye devleti topladığı vergilere ek olarak yedi ayda 60 katrilyon lira para yemedi ki, iç borç toplamı yedi ayda 36 katrilyondan 96 katrilyona çıksın...
(2) Bütçenin giderleri arasına girmesi gereken iç borç faiz rakamı faiz değil, reel faiz olmalıdır. Örneğin, nominal faiz yüzde 100 iken, enflasyon yüzde 70 ise devletin ödeyeceği reel faiz yüzde 17.6'dır.
(3) Muhasebede enflasyon düzeltmeleri yapılır ise Türkiye'nin bu iç borcu çevirebileceği ortaya çıkar.
Daha iyi anlatayım:
Türkiye'nin yıl başında iç borcu 36 katrilyon lira idi. Yedi ayda bu rakam 96 katrilyon lira oldu. Neden oldu? Biz bu parayı yedik mi? Devlet mi yedi? Halk mı yedi? Nereye gitti bu para?
Geçen 30 yıllık, 20 yıllık, 10 yıllık dönemde yenilen paraları Hazine dışında muhasebeleştirdik. Para daha önceden yenildi gitti. Bu yıl biz bu yenip giden paraları hesapladık. Hazine borcu haline getirdik. Kamu bankalarının görev zararlarından kaynaklanan borçlar bu tür işlemlerdir. Yedi ayda iç borcu şişiren 60 katrilyonun 35 - 40 katrilyonu bu tip eski borçtur.
Özel bankalardan fona devredilenlerin sahiplerinin hortumladığı paralar ile bu bankalarda başka nedenle batan paraları muhasebeleştirip, devlet borcu halinde Hazine borcu olarak "deftere yazdık". Şimdi bu önceki yıllarda yenmiş, batmış paralara "İç Borç Faizi" tahakkuk ettiriyoruz. Bunların hepsine de devletin bu yılki faiz gideri diyoruz.
İç borcu kısa zamanda kendi kendimize hesaben 96 katrilyona çıkardık.
Yabancılar şimdi "Ooooo... Türkiye devletinin iç borcu 75 milyar dolar... Dış borcu 110 milyar dolar. (Bu da yanlış... Dış borcun çoğu devlet borcu değildir. Yaklaşık 60 milyar doları kamu kesiminin ödeyeceği borçtur.) Ülkenin milli geliri 175 milyar dolar. İç borç milli geliri aştı... Bu ülke bu borcu çeviremez..." diyerek bizi dışlıyor. Şişirdiğimiz borç rakamını küçülen milli gelir rakamına bölerek, Türkiye'nin kredi notunu düşürüyor. Kendimiz ettik. Kendimiz buluyoruz.
Enflasyon olduğu dönemlerde faizin önemli bir kısmını enflasyon öder. Devlet iç borcun anaparasını yeniden borçlanarak çeviriyor. Önemli olan reel faiz ödemesidir. Bu yıl iç borç faizi yüzde 90 oldu, enflasyon yüzde 70 olarak gerçekleşti varsayalım. Yıl ortalaması iç borç stokunu 90 katrilyon olarak kabul edelim. Devlet 90 katrilyon iç borç için gelecek yıl bütçeden yüzde 90 faiz ile nominal olarak 81 katrilyon faiz ödemeyecek. Ödeyeceği faizin büyük bölümünü yüzde 70 enflasyon silecek. Ödenecek reel faizin büyük bölümü faiz değil anapara geri ödemesidir. Dolayısıyla bütçe gideri değildir. Ödenecek reel faiz (1.90/1.70-1=11.7) yüzde 11.7 faizdir. 90 katrilyon liranın yüzde 10.5 reel faiz yükü devlete 10.6 katrilyon liradır.
Hataları tartışmaya ve düzeltmeye mecburuz. Bunları yapmaz isek içeride ümitsizlik, dışarıda güvensizlik ekonomiyi kilitliyor.