Mülkiye 141 yaşındaGüngör URASMülkiyeliler her 4 Aralık, okullarının kuruluşunu kutlarlar. Mülkiye bu yıl 141 yaşına girdi. Bunca yıldır Mülkiye öğrenci yetiştiriyor. Bu öğrenciler ne yapıyor? Ne yapıyor da, daha yeni öğretim kurumları faaliyete geçtiği yepyeni konular ortaya çıktığı halde Mülkiye hala Mülkiyeliğini koruyor?
Mülkiyeliler Birliği İstanbul Şubesi Kuzguncuk - Nakkaştepe'de eski gazhane binasını eğitim ve kültür merkezine dönüştürmek üzere altı yıl önce teşebbüse geçti. Eğitim ve kültür merkezi inşaatı tamamlanmak üzere.
Projeyi başlatıp yürüten Önol Akalın ile işin başında bir araya gelip bu projeye parasal katkıda bulunacak "hali vakti yerinde Mülkiyelilerin listesini yapmak istemiş, listeye yazacak isim bulamayınca da şaşırmıştık. Her kesimden, her eğitim düzeyinden kadınların ve erkeklerin zenginlikte belli çizginin üzerine çıkabildiği Türkiye'de bu Mülkiyeliler'in elini, kolunu tutan, cebini boşaltan mı var? diyerek ben de bir yazı yazmıştım.
Ya Mülkiyeli'ler para kazanmayı bilmiyor, ya beceremiyor, ya da çok para ellerine geçse de, har vurup harman savuruyor... demiştim.
Efendim, sorunun dibinde Mülkiye'nin, Mülkiye'de okuyanların kanına zerkettiği "zehir" yatıyor... Mülkiye'nin kapısından girenlere öyle bir "zehir veriliyor ki..." onlar kapıdan çıkarken, tek misyonlarının "vatanı kurtarmak" olduğuna inanmış duruma geliyor... Kendilerini "vatanın sahibi, jandarması" sanıyor (!)
Söyledikleri marşa bakınız. Ne diyorlar:
"Başka bir aşk istemez, aşkınla çarpar kalbimiz...
Ey vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz..."
Kalp vatan aşkıyla çarpmaya başlayınca, maalesef Türkiye'de insanlar para yapamıyor... Para yapıyorlar da (Allah'a şükür, Allah devlete, millete zeval vermesin, maişetlerini temin ediyorlar da) etlenip, butlanamıyorlar.
Etlenip, butlanmak, semirmek için okuldan çıktığı anda itibaren insanların başka bir bilinç taşımaları şart... Zenginlik ayıp değil. Para başarının mükafatıdır... Kanun ve namus sınırları içinde kazanılmış paranın çokluğu başarının işaretidir. Günümüzde, kapitalist sistemde, modern toplumda her insan bu amaca koşar...
Ama ah şu Mülkiyelilik yok mu? Ah şu kökü 141 yıl önceye giden okulun öğrencilerin kanına zerkettiği zehir yok mu? Köşe döndüren işlere yönelemiyorlar.
Mülkiyeliler genellikle "kamu hizmetinden başka iş yapmaz"... Belki de kamu dışındaki işverenler Mülkiyeliler'i kabul etmediğinden bu böyledir.
Mülkiyeliler ancak belli bir yaştan sonra, kamu hizmetinde belli bir dönem geçirdikten sonra özel sektöre, serbest iş hayatına geçerler. Ömürlerinin kalan süreleri de, belli çizginin üzerinde bir maddi varlık sahibi olmalarına imkan vermez.
Devlete kızan, bürokrasiye bozulan, başarısızlıklara sebep arayan çevreler suçlu olarak, "Mülkiyeliler'i görür..." Ah şu Mülkiyeliler'in kökü kazınsa, devlet nasıl rahat eder... diyenler çoktur... Ama dikkat ediniz... Devlet çarkının iyi dönen, iyi işleyen her kesiminde de bir Mülkiyeli vardır.
Bizim gibi köklü ve güçlü müesseseleri yaşatamayan, gelenek ve görenekleri koruyamayan bir ülkede, Mülkiye mektebinin 141 yıl yaşaması, Mülkiyelilik ruhunun 141 yıldır devam etmesi, bu ülkede devlet çarkını 141 yıldır Mülkiyeliler'in döndürmesi çok önemli bir şeydir.
İşte bunun içindir ki, cepleri zengin olmasa da kalpleri zengin bu Mülkiyeliler'den vazgeçilemiyor. Mülkiye'nin kalp zenginliği dışında cep zenginliği getirmediğini göre göre, bile bile, her yıl 350 genç, gene de Ankara'da Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne giriyor. Hem de üniversite yerleştirme sınavlarında ilk yüzde 1 arasına giren ve diğer saygın üniversitelerden istediklerine kabul edilme şansı olan gençler... Her şeye rağmen Mülkiye'yi tercih ediyor... Dikkat buyurunuz... Bunlar Mülkiye'deki eğitimin kendilerine para getirmeyeceğini, kendilerini refaha götürmeyeceğini bile bile, "Mülkiye" tercihi yapıyorlar.
Bu vatan sevgisi tercihidir, vatana sahip olma, vatan jandarmalığına talip olma tercihidir. Bu tercihi yapanlar oldukça Mülkiye yaşayacak.