Hikmet Uluğbay, tipik bir "Mülkiyeli"dir. Bu tipik "Mülkiyeli"ler kendilerini "devletin bekçisi" sanırlar. Başkaları "devleti acaba biraz daha nasıl soyarız" diye çırpınırken, onlar "devlete sahip çıkma savaşı" verirler.
Önceki hükümette "8 yıllık eğitim"in bütün yükünü Milli Eğitim Bakanı olarak taşıyan Uluğbay'ı getirdiler Hazine'den sorumlu Devlet Bakanlığı koltuğuna oturttular.
Devletin varını yoğunu Uluğbay'a teslim ettiler. Devletten "almaya", devleti "soymaya" alışanların tek muhatabı Uluğbay oldu.
- Memurlar zam istiyor. Memurlara zam verilse bir türlü, verilmese bir türlü.
- İşçiler, emeklilik yaşının yükseltilmesinden huzursuz. Yükseltmek şart.
- Mevduat Sigorta Fonu kapsamındaki bankalar ile ve de mali durumu zayıf bankalarla ilgili sorunlar var. Sorunlu bankaların ilişkili olduğu çevrelerden büyük baskılar var.
- Dışarıdan kısa sürede borçlanmak lazım. Ama Türkiye'nin dış politika ilişkileri, içerideki olaylar ve ekonomik durum dış kredi bulmada zorluklara neden oluyor.
- İç borç çarkını her hafta çevirmek güçleşti. İç borç stoku büyüdü. Enflasyonun düşmesine güven bunalımına dayalı biçimde risk primi yükseliyor. Faiz tırmanıyor.
- İç piyasa durdu. İç piyasayı hareketlendirmenin yolu enflasyonu biraz artırmak. Halbuki bu geriye dönüş olur.
- Maliye vergi toplayamıyor. Vergi toplanamayınca kamunun borçlanma gereği artıyor.
- Politikacılar bol keseden tarım ürününe fiyat biçiyor. Birlikler müflis. Yeni ürünleri almak için para yok.
- 1999 yılı kaybolmuş bir yıl olacak. Milli gelirde düşme var. Türkiye fakirleşiyor.
- Popülist politikacılar devlete sahip çıkanları TBMM'de ve dışında yalnız bırakıyor. Devlet Bakanı sanki kendi parası imişçesine devletin parasına sahip çıkma çabası sürdürürken, politikacılar yağmacılara arka çıkıyor.
- IMF'nin hiç olmazsa sembolik miktarda bir para ortaya koyması bekleniyordu. Para yerine ümit verdi.
- Devlet can derdinde, politikacılar mal derdinde. Fırsat bu fırsat belge / bilgi sızdırıp para kazananlar, sonunda faturayı her şeyden habersiz Bakan'a ve Hazine'ye çıkarıyor.
- Politikacılar ve baskı grupları kendilerine hizmet edecek müsteşar peşinde. Müsteşarlar atılıyor. Müsteşarlar atanıyor.
Eeeeee... Bu kadar yük bir kişinin sırtına biner ise, o bir kişi de "devletine sahip çıkmanın sorumluluğu ruhuna işlemiş bir Mülkiyeli ise" ne yapar? Sonuna kadar direnir. Sonu gördüğü an da "nokta"yı koyar!..
1961 yılında Mülkiye'yi bitiren Hikmet Uluğbay için dün sabah Ankara'da yapılan yorumlar şöyle idi:
- Olabilecek en kötü şey oldu. Ekonomi Uluğbay'sız kaldı. Dışarıda ve içeride iyilik yolunda sağlanan gelişmelere, atılan adımlara bakalım kim sahip çıkacak?
- İçine attı, attı patladı... Bu kişisel bir patlama değil ekonominin yükünü sırtlanan bir Mülkiyelinin devleti korumada yalnız kalışı karşısındaki tepkisidir.
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025