Hayatı devamlı olarak zorluklar içinde geçen Türk halkının iyilik ölçüsü "sağlıktır"... Başına gelmedik dert kalmayan Türk insanı "Allah’a şükür, sağlığımız yerinde, henüz ölmedik!.." diyerek her türlü derdi ve balayı "tevekkül" ile karşılar.
İşte o biçim... Allah’a şükür nisan ayını kazasız belasız atlattık. Unutmayınız her şey daha da kötü olabilirdi.
(1) Fiyatlar korkulduğu ölçüde artmadı. Mart ayında yüzde 10.1’lik toptan eşya fiyat artışı ile yüzde 6.1 oranındaki tüketici fiyat artışı kötünün iyisidir. Hele hele yıllık ortalama fiyat artışının mart ayında toptan eşya fiyatlarında yüzde 42.1 oranında tüketici fiyatlarında yüzde 46.5 oranında kalması (halk bunun iyiliğini fark edemese de) ülkenin genel ekonomik dengeleri bakımından iyi bir şeydir.
(2) Döviz fiyatı sadece döviz ile alım satım yapanı, parasını döviz olarak saklayanı ilgilendirmez. Ülkenin kaderini ilgilendirir. Nisan ayı başında Amerikan doları 1 milyon 125 bin lirada dolanıyordu. Ay içinde 1 milyon 300 binlerin üzerine çıkınca, insanlarımız bu iş 1 milyon 500 bine doğru gidiyor diyerek korktu. Kemal Derviş nisan sonunda 1 milyon 100 bin lira olur diyerek fiyat verdiğinde çok kimse şüphe ile karşıladı. Ama dolar nisan ayını ay başındaki fiyattan, Kemal Derviş’in verdiği fiyattan tamamladı.
(3) 30 Mart 2001 tarihinde Hazine bonoları, (devletin borç kağıtları) yüzde 139 faiz ile işlem görüyordu. 30 Nisan’da faiz oranları yüzde 30 dolayında geriledi. Faizler yüzde 96’lara indi. Hazine bonosu faiz oranlarındaki gerileme kredi faizlerini de ucuzlattı.
(4) 30 Mart 2001 tarihinde İstanbul Borsası’nda işlem gören şirketlerin piyasa değeri 38 milyon dolardı. 30 Nisan’da 50 milyon dolara yükseldi. Yüzde 30 değer kazandı. Bunun sonucu olarak bir ay önce 08 Amerikan centi olan borsa endeksi dün 1.1 Amerikan centine ulaştı.
(5) Kamu kesiminde tasarrufun önemi anlaşıldı. Silahlı Kuvvetler 32 projeyi erteleyerek tasarruf kapısını açtı. Hükümet istemeyerek de olsa, zorlanarak da olsa yapısal değişim ile ilgili tasarıları TBMM’ye sundu. Tasarılar kanunlaşmaya başladı.
(6) Kriz öncesinden kalma IMF’den 6.2 milyar dolarlık rezerv kolaylığı, Dünya Bankası’dan 5 milyar dolarlık kredi alacağımız vardı. Kriz nedeniyle IMF 3 milyar dolar, Dünya Bankası 2 milyar dolar daha verecek. Kemal Derviş sayesinde 14 milyar dolar para gelecek. Bu kesinleşen rakam. Artması da mümkün. Böylece Türkiye hiç olmazsa 2001 yılını kurtarmış olacak.
Sayın okuyucularım, bütün bunlar her şeyin düzeldiğinin, krizin atlatıldığının göstergeleri değildir. Ama işin daha da kötüye gitmesini önleyecek gelişmelerdir.
Biz, iki eşeğini kaybettikten sonra bir eşeğini bulduğu için göbek atan Nasrettin Hoca’nın durumundayız.
Unutmayınız 30 Ocak 2000 tarihinde dolar 680 bin liradan satılıyordu. Borsa endeksi 1.6 Amerikan centi idi. O zaman biri çıkıp da "Nisan ayı sonunda dolar 1 milyon 150 bin lira olacak, borsa endeksi de 1.1 cente düşecek. Siz göbek atacaksınız" dese idi ve yapardınız? Ama kaderin cilvesine bakınız ki, "Dolar 1 milyon 150 bin lirada kaldı, borsa endeksi 1.1 cent, faizler yüzde 96 oldu, bankalar battı, firmalar kapandı, işsiz sayısı arttı... Ama ölmedik... Yaşıyoruz" diyerek sevinç içindeyiz. Kader utansın...