“Nüfuz suiistimali” demek, “Gücü, kişisel çıkar için kötüye kullanmak” demektir. Siyasilerin nüfuz suiistimalini sınırlayan yasalar olmasa bile, nüfuz suiistimali, ahlaki, dini ve etik açıdan yanlıştır. Kabul edilemez bir davranıştır.
Siyaset ile para ve de seks bir arada olamaz. Siyasette temizlik esastır. Para ve seks, siyaseti kirletir. Bu bir tercih meselesidir. Siyaseti seçenin, para ve seks ilişkilerini unutması beklenir.
Siyasiler, temiz kalmak istiyorlarsa, parasal ve seks ilişkilerinin sergilenmesinden ve eleştirilmesinden rahatsız oluyorlarsa, paraya ve sekse bulaşmamaları gerekir.
Hiçbir siyasi, “Ben paraya bulaşmadım. Ben yapmıyorum... Karım yapıyor, oğlum yapıyor, kızım yapıyor... Yeğenimden bana ne?.. Amca oğlunun yaptıklarından haberim yok!..” diyemez.
Nüfuz kelimesinin anlamı, ”Etki etmek/Etki gücü/Söz geçirme/Ağırlık/İçine geçme /İçine girmek”tir. Suiistimal kelimesinin anlamı “Kötü kullanma/Yanlış kullanma”dır.
Temiz siyaset esastır
Nasıl ki şirketlerin içinden bilgi sızdırma ve de bu sızdırılan bilgiye dayalı olarak iş yapma, kanuna-ahlaka aykırı ise, suç ise, siyasi gücün kötü kullanımı anlamına gelen “nüfuz suiistimali” de kötüdür. Nüfuz suiistimalinin “kılıfına uydurulması”, olan bitene, kanunların kapsam sınırı dışında imiş görünümünün verilmesi, yapılanların “kılıfına uydurulması”, yanlışı ortadan kaldırmaz.
Hukukun da suiistimali vardır. Dostum Ege Cansen’in anlatımıyla, “suiistimal” konusu olan hukuk, çalınacak olan ve çalınmış minarelere kılıf uydurma sanatıdır. Suiistimal konusunda uzmanlaşmış “küçük hukukçu”, çalınacak minarelere, “büyük hukukçu” ise çalınmış minarelere kılıf diker.
Genelde “Rüşvetin belgesi mi olur? denilir... Belgesi olmaz ama “nüfuz suiistimalinin belgesi” kendisidir.
Çünkü siyasilerin kendilerinin, aile üyelerinin ve yakınlarının iş ortaklıkları, parasal ilişkileri görünmeyen “rant”a dayanır. Rant yaratır. Siyasilerin güç kazanmalarından sonraki iş ortaklıklarında ortaklık payı rant karşılığı verilir.
Türkiye’de alın terinden, üretimden kaynaklanmayan hızlı zenginliğin kaynağı ranttır. Rant zenginliği ise halkın varlığının, siyasilerin ele geçirdikleri açık veya gizli devlet gücüyle, belli kişilerin cebine aktarılmasıyla oluşur.
Para, siyaseti kirletir
Siyasilerin sahip oldukları “politik güç” insanı vezir de eder, rezil de eder. Önemli olan halkın oylarıyla ülkenin tüm kaynaklarını kontrol edebilecek güce kavuşanların “tercihlerini” açıklıkla ortaya koymaları, siyaset ile ticaret arasındaki tercihlerini kesin olarak yapmalarıdır.
Bu tercih “Ya o/Ya bu” tercihidir. “Biraz ondan, biraz bundan” olmaz. Olamaz.
Kimse, kimseyi “İlle de siyasete soyunacaksın. Ülke yönetiminde görev alacaksın” diye zorlayamaz. O bir kişisel tercihtir. Bu tercihi yapanlar, bu karara varanlar genelde, “Vatan için, millet için“ yaptıklarını söylerler. Ama bu tercih yapıldıktan sonra, siyasete soyunanların parasal ilişkilerini sürdürme konusunda seçim şansları ortadan kalkar. Siyasete soyunanların tüm parasal ilişkilerini dondurmaları bir zorunluluktur.
Siyasete soyunanlar, “Biz nasıl geçineceğiz. Çoluğumuz çocuğumuz ne yapacak? Yakınlarımız iş yapmasın mı?“ demek hakkını kaybederler. Çünkü “temiz siyaset ile paranın bir arada olamayacağı, paranın siyaseti kirleteceği” bu oyunun elifba’sıdır.