Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Nükleer santral işi gene alevlendi. Biz kırk yıldır nükleer santral yaptırmak istiyoruz. Bir türlü yaptıramıyoruz.
Hatırlatmak için tekrar yazayım:
(1) 1968-1969 yıllarında ABD-İspanyol firmaları “yapılabilirlik” (fizibilite) çalışması yaptı. 400 MW’lik (fakir-doğal uranyum kullanımlı) santral önerdi.
(2) 1975-1976 yıllarında, Ecevit-Erbakan döneminde nükleer santral konusu gündeme geldi. Dış baskılarla rafa kaldırıldı.
(3) 1982-1985 yıllarında, Özal döneminde, yap-işlet-devret modeliyle nükleer santral yapılacaktı. Gene dış baskılarla vazgeçildi.
(4) 1998-2000 yıllarında, Ecevit-Yılmaz döneminde nükleer santral işi gündeme geldi. Almanların baskıları, 90 milyon dolarlık rüşvet iddialarıyla dosya kapatıldı.
(5) 2008’de Mersin-Akkuyu’da kurulması planlanan Türkiye’nin ilk nükleer santral inşaatı ve işletimi için açılan ihaleye teklif veren tek firma Rus Atomstroyexport oldu. İhaleye 6 şirketten zarf gelirken, 5 firmanın zarfından teşekkür yazısı çıktı. İki yıldır Rus projesi tartışılıyor. Ne olacağı belli değil.
Başka ülkelerde çok sayıda nükleer santral yapılırken neden biz yaptıramadık? En önemli neden parasızlık. Bizim kendi kaynaklarımızdan ödeme yaparak nükleer santral inşa ettirmeye gücümüz yok. Santral dış döviz kredisiyle inşa edilecek.
Santralı yapmayı üstlenecek olan, dışarıdan 20 milyar dolar kredi bulacak. 7-10 yılda projeyi tamamlayacak. Elektriği satarak borcunu ödeyecek. Kâr edecek.

Krediye devlet garantisi olmalı
Hükümetlerimiz, dış borç rakamını şişirmekten çekindikleri için nükleer santral yapacakların dış kredilerine devlet garantisi vermiyorlar. Devlet garantisi olmadan, Türkiye’de inşa edilecek nükleer santraller için büyük dış kredi bulmak imkânsız.
Elektriği alacak olan TETAŞ, hiçbir varlığı olmayan bir kuruluş. Elektriği satın almak için vereceği söz ile kilovat saat için belirlediği fiyatın güvencesi yok. Santral tamamlandıktan sonra ”Elektriği almıyorum, fiyatı indirdim“ diyebilir.
İşte bu belirsizlik nedeniyle yerli ve yabancı gruplar nükleer santral işine sıcak bakamıyor.
Şimdi Koreli KEPCO grubunun projesini tartışmaya başladık.
KEPCO’nun ne yiğit bir firma olduğunu bir süre önce Milliyet Ekonomi’de yayımlanan, Metin Münir’in yazılarından öğrendik.
Güney Kore, 1970’lerde ilk nükleer santralını Amerikan Westinghouse firmasına ısmarlamış. Santralın tamamlanmasından on yıl sonra 1987 yılında, devlet işletmesi olarak kurulan KEPCO (Kore Elektrik Şirketi) nükleer santral işine girmiş. Kısa sürede dünya nükleer piyasasının yüzde 20’sini ele geçirmiş. Şimdilerde dünyanın 3’üncü büyük nükleer şirketi durumunda.

KEPCO önemli bir grup
Enerji uzmanı Mustafa Geçek’ten öğrendiğime göre, günümüzde nükleer santrallar 5 kıstas üzerinden değerlendiriliyormuş. Ekonomi, işletme, teknoloji, çevre ve maliyet kıstaslarının hepsinden A notu alan tek yapımcı grup KEPCO imiş. Örneğin Fransızların devlet şirketi AREVA tek A, Japonlarınki iki A notuna sahipmiş.
Koreliler önceki aylarda Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki ihaleyi kazandı. 4x1.400 =5.600 megavatlık santral inşa edecekler. Bu 4 ünitelik nükleer enerji santralları 20.4 milyar dolara mal olacak. Yılda 44 milyar kilovat elektrik üretecek. (Bizim yıllık toplam elektrik üretimimiz 200 milyar kilovat). İlk ünite 7 yıl sonra diğer 3 ünite 10 yıl sonra devreye girecek.
Derleyebildiğim bilgilere göre, nükleer enerji santrallarında yatırım maliyeti kilovat başına 3-4 sent dolayında. Yakıt maliyeti 1 sent. Kriz öncesi dönemlerde kilovat saat enerji maliyeti 3.5-4.0 sent iken, kriz sonrası değişen şartlarda yeni projeler için kilovat/saat maliyetinin 6-7 sent olacağı söyleniyor.