AKP hükümetinin icraat için paraya ihtiyacı var. İcraat yapmak isteyenlerin elini kolunu bütçe bağlar. Seçim öncesi koalisyon hükümeti TBMM’ye bir bütçe tasarısı sunmuştu. AKP hükümeti bu tasarıda yer alan gelir - gider rakamlarına aynen bağlı kalmak zorunda değil, ama ülkenin gelir kaynaklarının sınırlılığı harcamaları istediği şekilde değiştirme ve artırma imkanı vermiyor.
İcraat için ana kaynak vergi geliri. AKP hükümetinin vergi gelirini kısa sürede artırma imkanı yok. Görünen o ki, 2003 yılında vergi ve vergi dışında Maliye’nin toparlayacağı para 96 katrilyon lira dolayında. Bu rakamı artırmanın tek yolu yıl içinde vergi gelirlerini artırmak yahut büyük özelleştirmeler yaparak, özelleştirmeden gelir elde etmektir. Gerçekçi olursak buna da imkan yoktur. O zaman 96 katrilyon lira elimizi kolumuzu bağlıyor demektir.
Şimdi 96 katrilyon lirayı defterin sağ tarafına yazalım. Sol tarafına da devletin zorunlu harcamalarını sıralayalım. Nedir devletin zorunlu harcamaları? En başta faiz borcu var. 2003 yılında 65 katrilyon lira faiz ödenecek. Sonra personel ödemeleri var. 29 katrilyon lira personel ödemesi yapılacak. Devlet yatırımları ne kadar kısarsa kıssın 8 katrilyon lira yatırıma gidecek. Sosyal güvenlik kuruluşlarının açıkları ve diğer transferler için 28 katrilyon liraya ihtiyaç var. Bunları topluyoruz. 143 katrilyon liralık bir harcama gereği ortaya çıkıyor. Hükümet 2001 ve 2002 yılındaki gibi eli kolu bağlı otursa bile 143 katrilyon liraya ihtiyaç var. Çıkarınız Maliye’nin toparlayabileceği 96 katrilyon liralık geliri 46 katrilyon liralık bir bütçe açığı ortaya çıkıyor.
Görülüyor ki, harcamaların yüzde 46’sı faiz harcamasından oluşuyor. Acaba faiz gideri olmasa devletin toplam geliri diğer harcamalarını karşılayabilir mi? Bu soruyu cevaplamak için toplam harcama rakamı olan 143 katrilyon liradan faiz harcaması rakamı olan 65 katrilyon lira düşülüyor. Kalıyor 76 katrilyon lira. Bu 76 katrilyon lira 2003 yılında devletin toplam faiz dışı harcamaları. Devletin 2003 yılındaki geliri 96 katrilyon lira olduğuna göre demek ki, faiz olmasa gelirler faiz dışı harcamaları karşılıyor, üstüne üstlük 19 katrilyon lira da fazlalık kalıyor.
İşte bu tür bir hesaplama ile ortaya çıkan 19 katrilyon liralık rakama faiz dışı bütçe fazlası (toplam gelirler ile toplam faiz dışı harcamalar arasındaki fark) adı veriliyor.
Faiz dışı bütçe fazlası devletin bir yıl içinde toparlayabildiği gelirin tamamını olağan harcamalarda kullanmadığının, borç anapara ve faiz ödemeleri için de gelirlerden bir pay ayırdığının göstergesidir.
Faiz dışı bütçe fazlası (1) Ya gelirler artırılarak, (2) Ya da harcamalar kısılarak sağlanır. Bizde gelir artırmak imkanı olmadığı için faiz dışı bütçe fazlası harcamalar kısılarak sağlanıyor.
Açık anlatımıyla bütçede görülen faiz dışı bütçe fazlası rakamı kasada duran bir para değil. Harcamalara gidecek yerde faize yönlendirilen bir parayı göstermiyor. Harcamalardan yapılan kısıntıyı ifade ediyor.
Faiz dışı bütçe fazlasını azaltmak demek, harcamaları artırmak demektir. Harcamalar arttığında bütçe açığı büyür. Bütçe açığının büyümesi yeni borçlanma, yeni faiz yükü demektir. Faiz dışı bütçe fazlası dosta düşmana ülkenin harcamalarını kısarak gelirlerinin bir bölümünü eski borç ve faizlerin ödemesine yönlendirmek suretiyle borçlarını ve faizlerini temizleme niyetini gösterir.
Bu yazının altında 2002 ve 2003 yılı bütçeleriyle ilgili geçici rakamları bulacaksınız. 2003 yılında faiz dışı bütçe fazlası olarak 19 katrilyon lira para görülüyor. Buradan 10 katrilyon alınarak harcamalara yönlendirilse faiz dışı bütçe fazlası 9 katrilyon liraya iner ama bütçe açığı da 46 katrilyon liradan 56 katrilyon liraya yükselir. Halbuki faiz ödemesi olarak görülen rakam 65 katrilyon lira. Burada faiz ödemelerinden 20 katrilyon lira tasarruf sağlanabilse aynı bütçe açığıyla hükümet 20 katrilyon liralık daha fazla iş yapma imkanına kavuşur.
Özetle, kaynak faiz dışı bütçe fazlasında değil, faiz ödemesi kalemindedir.