Türkiye'de "kayda geçebilen" parasal büyüklüklerin "yarısı" döviz (dolar, mark) yarısı Türk lirası.
Yılbaşından bu yana toplam parasal büyüklük içinde dövizin ağırlığı giderek arttı. Artıyor. (Yazının altındaki tabloya bakınız.)
Kayda geçemeyen, günlük alışverişlerde kullanılan ve halkın cebindeki, yastığının altındaki döviz (dolar ve mark) miktarı bilinmiyor.
Bunlar da dikkate alınır ise, Türk ekonomisinde parasal büyüklüklerin yarıdan çok fazlasının dövize dönüştüğü, Türk lirasının toplam parasal büyüklük içindeki payının üçte bire doğru inmekte olduğu (dehşet ile) görülür.
Bu gelişmeyi Ege Cansen "Türkiye'nin parası yok oldu" diye özetliyor.
Türkiye'nin parasının yok olmasını da "küreselleşmeye" bağlıyor. "Küreselleşme, paranın, malların ve emeğin ulusal sınırlar tanımadan serbest dolaşımıdır. Ulusal sınırlar paranın (hem nakdin, hem de sermayenin) serbest dolaşımına engel olmaktan çıkınca, Türkiye gibi enflasyonu yüksek ülkelerde, sağlam yabancı para (döviz - dolar / mark) çürük yerel para biriminin yerini almaya başladı. Türkiye gibi azgelişmiş ülkelerin paraları giderek 'para' olmaktan çıktı. Türkiye gibi ülkeler 'parasız kaldı.' Para politikası adına Batı'da üretilen teoriler, Türkiye gibi ülkelerde artık işlemiyor."
Bu gelişme iki sonuç verdi: (1) Türk parası artık para değil. (2) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası artık para politikasını yönlendirme gücünü kaybetti.
Türk halkının bankalardaki, cebindeki ve en önemlisi "beynindeki" para döviz (dolar / mark) oldu. Merkez Bankası döviz (dolar / mark) basamayacağına göre, ülkede para arzını kontrol gücüne sahip değil.
(1) Para genel kabul görmüş bir alışveriş (ödeme) aracıdır. Türkiye'de alışverişlerin (ödemelerin) çoğu Türk lirası ile değil dolar ile yapılıyor. (2) Para, bir değer ölçüsüdür. Türk lirası değer ölçüsü olmaktan çıktı. Devlet baba bile bütçe büyüklüklerini, kamu ile ilgili rakamları dolar ile ifade ediyor. Evler, otomobiller, eşyalar dolar ile satılıyor. (3) Para bir değer saklama aracıdır. Türk lirası ile tasarruf yapma şansı kalmadı. (4) Para bir borç ödeme aracıdır. Türk lirası ile uzun vadeli kontrat yapılamıyor. Uzun vadeli ödemeler dövize (dolar / marka) dayandırılıyor.
Merkez Bankası, banknot basma gücüne dayalı olarak ülkedeki Türk lirası miktarını ayarlayarak enflasyonu kontrol altına almak, ekonomik gelişmenin finansmanını sağlamak sorumluluğunu taşıyor.
Ülkede toplam parasal hareket içinde yabancı paranın büyüklüğü toplamın üçte ikisine ulaşınca, Türk lirasının ağırlığı üçte birlere düşünce Merkez Bankası'nın para arzını kontrol etme gücü ortadan kalktı. Ulusal para (Türk lirası) "para" olmaktan çıktı.
Türk lirası para olmaktan çıkınca da döviz karşısında bu paranın değerini sabitlemenin, istikrara kavuşturmanın imkanı kalmadı. Batı'nın para politikalarını uygulayarak Türkiye'de bir sonuca ulaşmak bundan sonra hayaldir.
Oluşan bu şartlarda, Türk lirasının döviz karşısında değerini koruma imkanı kalmadığına, Merkez Bankası'nın para politikası uygulama gücü kalmadığına göre ne olacak? (1) Kısa sürede tepki olarak kambiyo kontrolü denenecek. Hırçın bir şekilde döviz giriş çıkışlarının kontrol altına alınmasına, döviz kullanımının sınırlandırılmasına teşebbüs edilecek. (2) Sonra Türk lirasından vazgeçilerek euro veya döviz esaslı bir para birikimi arayışı ortaya çıkacak...
Kaynak: Bankalar Birliği