Talep duraklamasından sızlanan iç piyasanın önünde önemli bir fırsat var. Aralık ayı hem bayram, hem yılbaşı alışverişlerinin yapılacağı ay.
Bayram Müslümanların olağan ihtiyaçları dışında para harcama alışkanlığı edindikleri bir aydır.
Yılbaşında ise Hıristiyanlar olağan harcamalarına ek harcama yaparlar.
Müslümanların bayramlardaki harcama süresi kısıtlıdır ama Hıristiyanlar için yılbaşındaki harcama süresi daha uzundur.
Hıristiyanlar Christmas’tan önceki bir aylık döneme "Tatil Mevsimi" (Holiday Season) derler. ABD’de mağazaların bir yılda yaptıkları toplam cironun üçte birini "Tatil Mevsimi" denilen ve Christmas öncesi dönemi kapsayan, yılın son bir ayında yaptıkları söylenir.
Vakko müesseselerinin kurucusu Vitali Hakko da, Türkiye’de yılbaşı öncesi dönemde yapılan satışların yıllık toplam satışların dörtte biri dolayında olduğundan söz eder.
Bayram ve yılbaşı döneminde insanlar sadece yakınlarına hediye almaz. Ertelenen kişisel ihtiyaçlar ile ailenin ve evlerin önemli eksikleri de bu aylarda hatırlanır.
Anadolu’da bayram ziyaretlerinin yoğun olduğu eski yıllarda ve hatta günümüzde aileler bayram öncesi telaşa kapılır... "Perdeyi yenileyecektik. Bayram öncesi yenileyelim... Halı alacaktık, bayram öncesi alalım. Koltuğu değiştirecektik, bayram öncesi değiştirelim. Salonun boya ve badanasını bayram öncesi tamamlattıralım..." misali olağandışı harcama kapıları açılır.
Türkiye’de iç talepteki duraklama büyük ölçüde insanların işsiz kalmasından, gelirlerinin azalmasından, fakirleşmeden kaynaklanıyor ama, son yıllardaki gelir dağılımındaki çarpıklıktan yararlanan, önemli birikimlere sahip olan insanlar da var.
Bu insanlar önce faizin cazibesinde, daha sonra dolar fiyatındaki artışın cazibesinde para harcamaz oldu. Bırakınız, olağandışı harcamaları, olağan harcamalarını bile kıstı.
Piyasadaki durgunluktan şikayet edenler için önümüzde bir fırsat var. Bu fırsat bayram ve yılbaşı fırsatıdır. Bu fırsatın iyi değerlendirilmesi gerekir.
Geçen hafta sonu, İstanbul’da Nişantaşı’nda uygulanan "fiyat indirimiyle destekli, davullu - zurnalı alışverişi teşvik kampanyası"nın başarısı, halkımızın ilan ve reklam etkisinde para harcama havasına girebildiğini göstermektedir.
İnsanları para harcama havasına sokmakta ilan ve reklamın büyük etkisi vardır. Hıristiyan ülkelerinde çarşılardaki, pazarlardaki yılbaşı süslemeleri Christmas’tan bir ay önce başlar. Çanlar çalar. Işıklar yanar... İnsanlar alışveriş havasına sokulur. Mağazalar dolar taşar. Mağazaların dolup taşması, toptancı ve perakendeci sektörde ek iş imkanıdır. Boşalan raflar sanayi için üretim kapısı açar. Üretimdeki artış, sanayi kuruluşlarında yeni iş imkanları yaratır.
Türkiye’de yılbaşı alışverişi Hıristiyan ülkelerdeki boyutta değildir. Ama yılbaşı alışverişi bu yıl bayram alışverişi ile birleşiyor. Bayrama üç hafta kaldı. Bizde Christmas yok ama, bayramdan iki hafta sonra "yılbaşı kutlaması" var.
Talebin azalmasından, satış yapamamaktan şikayetçi üreticiler, toptancılar, perakendecilerde henüz hareket yok. İlan, reklam, tenzilat yaparak tüketiciye "gel gel demek" zahmetine katlanmadan piyasanın kendi kendine açılmasını bekliyorlar. Aynen hikayedeki gibi: Tanrı ne demiş? "Piyangodan ikramiye çıkararak adamı sevindireceğim ama, bugüne kadar bir tek gün piyango bileti almak aklına gelmedi ki... Ben ne yapabilirim? Elimden ne gelir!.."
Piyasanın kendiliğinden açılmasını bekleyenlerin durumu, hikayedekine benziyor...