Steve Wynn, Las Vegas'ı Las Vegas yapan adamdır. Las Vegas, bir zamanlar ipten kazıktan kaçanların kumar oynadığı, zar attığı rezil bir Amerikan kasabası idi. Steve Wynn'ın babası bu rezil kumarhanelerden birinde çalışarak oğlunu Pensylvania Üniversitesi'nde okuttu. Hukuk okuyan Steve, sınıf arkadaşı hukukçu Eleine ile evlenerek 1967 yılında Las Vegas'a geldi. Las Vegas'ı, zar atılan basit bir kumarhaneler kasabasından, en varlıklı kesimin çoluk çocuk tatile geleceği, isteyenin kumar oynarken isteyenlerin alışveriş edeceği ve eğleneceği bir tatil kentine, kongrelerin yapılacağı bir toplantı kentine dönüştürdü.En büyük, en lüks otellerin yapımını sağladı. Son yatırımı 2.7 milyar dolara tamamlanan 50 katlı 2.700 odalı Wynn Oteli'dir.Türkiye'de gazinoların faaliyette bulunduğu dönemde Steve Wynn, Türkiye'de iki ayrı bölgede, çevre ülkelerdeki zenginleri cezbedecek iki büyük proje hazırlattı. Derken birden Türkiye yatırımından vazgeçti. Dünya'nın en büyük gazino ve otel işletmecisi Steve Wynn,"Türkiye'de durumu incelettim. Kanun var ama... Hukuk yok. Hukukun olmadığı yerde gazino ve otel yatırımı yapılamaz" diyerek, Türkiye'de yatırımdan vazgeçmişti. Wynn'ın yakın dostu olan bir ünlü Türk bankacısı, yatırımdan vazgeçme nedenini sorunca şu cevabı verdi: "Türkiye'de yatırım yapmayı çok istiyordum. Ama gördüm ki, Türkiye'de kanun var, ama hukuk yok. Hukukun olmadığı yerde yatırım yapılamaz. Kumarhane bile işletilemez."Sefa Kaplan'ın Hasan Pulur ile söyleşilerini içeren "Hasan Pulur Kitabı Olaylar ve İnsanlar'ın Peşinde Bir Ömür"ü okuyunca "Steve Wynn"ın hikâyesini hatırladım.İş Bankası Kültür Yayınları'nın "Nehir Söyleşisi" dizisinin 22'nci kitabı, "Hasan Pulur Kitabı" olarak yayımlandı. (Ekim 2006, 412 Sayfa, 17 YTL)Hasan Pulur, hayat hikâyesini tatlı tatlı anlatıyor. Anlatımının ağırlığında 1950'lerden günümüze basın sektöründeki olaylar ve insanlar var.Bilindiği gibi Hasan Pulur gazeteciliğe bir polis muhabiri olarak başladı... Sefa Kaplan soruyor: "Siz polis muhabiri olarak mahkemelere gidiyorsunuz. Sürekli olarak, Türkiye'nin bir "hukuk devleti" olduğu söylenir. Türkiye'de işleyen bir hukuk sistemi var mı?" Hukuk yok-yatırım yok Hasan Pulur cevaplıyor: "Kanunun olması hukuk olması demek değildir... Kanun en kötü diktatörlüklerde de olabilir... Ama hukuk olamaz... Türkiye'de hiçbir zaman hukuk olmadı. Hukuk siyasi iktidarların denetimi altında, kimi zaman da emrinde oldu. Özellikle sol düşünceyi savunanlara karşı hiç hukuk olmadı bu memlekette. Çünkü solu yaşatmak istemediler...Türkiye hukuku sevmiyor. 1876'da ilk anayasayı hazırlayan Mithat Paşa, padişaha adam sürme yetkisi vermiştir. Çok cin olan II. Abdülhamid bile dayanamayarak Mithat Paşa'yı uyarmıştır. "Bu madde sorunlara yol açabilir. İstersen koyma" demiştir. Mithat Paşa ısrar etmiş ve de maddenin ilk kurbanı kendisi olmuş, sürülmüştür."Hasan Pulur, kitapta yakın dönemdeki olayları ve insanları anlatıyor. Dili akıcı, okunması kolay, içeriği zengin bu kitabı sayın okuyucularıma tavsiye ederim. guras@milliyet.com.tr Pulur'un kitabını okuyunuz