Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Ramazan, "Arabi - Hicri" takvimde 12 aydan birinin ismidir.
       Hicri (Arabi) aylar şunlardı: Muharrem, Safer, Rebiyülevvel, Rebiyülahır, Cemaziyülevvel, Cemaziyülahır, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade, Zilhicce.
       Arabi aylar 365 günlük Roma takvimine uymaz. Arabi takvimde bir yıl 355 gündür. Her ay sırasıyla 30 ve 29 gün çeker. Arabi - Hicri takvimde gökte hilalin görüldüğü günün ertesi günü, yeni bir "ay" başlar.
       Eskiden vilayet kadıları, şaban ayının son günlerine doğru gözleri kuvvetli olduğu söylenen bir veya iki kişiyi "hilal" gözlemeye memur ederlerdi. Bu gözleyiciler gökte hilal belirtisini görür görmez kadı efendiyi bulur, kadı da "şer'i mahkeme huzurunda" iki şahit önünde gördüklerini tekrarlayan gözlemcilerin sözlerini zapta geçirdikten sonra "Ramazan'ın başlangıcını ilan ederdi."
       Ramazan ve oruç konuları Kuran'da sadece Bakara Suresi'nin 185 ve 187'nci ayetlerinde yer alır.
       Bakara Suresi'nin 185'inci ayeti şöyledir:
       "Ramazan ayı insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eyriden ayırmanın açık delilleri olarak Kuran'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir."
       Bakara Suresi'nin 187'inci ayetinde ise şunlar buyurulmuştur:
       "Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah sizin kendinize kötülük ettiğinizi bildi ve tevbenizi kabul edip sizi bağışladı. Artık (Ramazan gecelerinde) onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı) siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yiyin, için sonra akşama kadar orucu tamamlayın. Mescitlerde ibadete çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın bu sınırlara yaklaşmayın. İşte böylece Allah ayetlerini insanlara açıklar. Umulur ki korunurlar."
       Kuran - ı Kerim'de "Ramazan" ve de "oruç" konularında yer alan buyruklar sadece bunlardır. Bunlar dışındakiler "hadis"ler yoluyla Müslümanlara ulaşan mesajlardır.
       Ramazan ve Ramazan'da oruç tutmanın fazileti ile ilgili birçok hadis - i şerif vardır. Bunların bazıları şunlardır:
       Tirmizi'den gelen bir rivayette Hz. Peygamber şöyle kunuşmuştur: "Rabbiniz buyurur ki her iyilik on mislinden yedi yüz misline kadar mükafat ile karşılanacaktır. Oruç yalnız benim içindir. Onun karşılığını ben vereceğim. Oruç cehennem ateşine karşı bir kalkandır."
       Taberani'nin Ubade B. Samit'den rivayet ettiğine göre: Hz Peygamber bir Ramazan ayında şöyle buyurmuştur: "Ramazan ayı size bir bereket ayı olarak gelmiştir. Allah teala bu ayda rahmetiyle sizi kuşatır, bu ayda rahmet indirir, hataları siler, duaları kabul eder. Allah teala bu ayda hayır hususundaki yarışlarınıza bakar ve meleklerine karşı sizinle iftihar eder. Allah'a karşı hayır ortaya koyunuz. Çünkü bedbaht kişi, bu ayda Allah'ın rahmetinden mahrum olan kişidir."
       "Ramazan ayı sabır ayıdır. Sabrın da sevabı cennettir. Ramazan ayı Allah'ın kullarını gözetme ayıdır, müminin rızkının artırıldığı aydır. Bu ayda her kim bir oruçluya iftar verirse günahları mağfiret olur, kendisi de cehennem ateşinden azad olur, oruçlu kişinin sevabından hiçbir şey eksilmediği halde onun tuttuğu orucun sevabı kadar sevap da kendisine yazılır."
       Sayın okuyucularım, sayın Müslüman kardeşlerim... Müslüman dini engin bir hoşgörüye dayanır. Ramazan ayı boyunca her Müslüman kendi ibadetinden sorumludur. Her Müslüman nasıl kendi inancına saygı bekler ise, farklı inançlara sahip olanlara, Ramazan ayında dini vecibelerini değişik nedenlerle yerine getiremeyenlere de hoşgörü ile yaklaşması gerekir. Bazı Müslümanlar sağlık nedeniyle, bazıları yaşam şartları nedeniyle oruç vecibelerini aksatabilir. Orucun günahı da, sevabı da tutan veya tutmayana aittir. Bu nedenle oruç tutmayanlar oruç vecibesini yerine getirenlere ne kadar saygılı olmak zorunda ise, oruç tutanların da vecibelerini aksatanlara hoşgörü göstermeleri beklenir.


Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr