Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İhtiyacı olanlara maddi yardım, yalnızlara ve yaşlılara ilgi, düşmanlıkların, kırgınlıkların, dargınlıkların sona erdirilmesi, barış, dostluk, kardeşlik bağlarının güçlendirilmesi Müslümanlar için oruç ve namaz kadar önem taşıyan vecibeler (yükümlülükler)dir.İnsanlar bu yükümlülükleri bir bütün olarak değerlendirdikleri ölçüde rahatlar, huzura kavuşur, Tanrı'nın, peygamberin buyruklarını yerine getirmiş olur.Ramazan ayı insanları rahatlatır ama verimi düşürür. Ramazan ayı boyunca (günümüzün yaşam şartlarında) güneş doğmadan sahura kalkılması, güneş batarken iftar sofrasına oturulması, gün boyu oruç tutulması, çok doğal olarak insanın kafa ve vücut çalışmasını olumsuz etkiler. Onbir ayın sultanı ramazan geldi. Hoş geldi. Müslüman okuyucularımın ramazan ayını kutlarım. Ramazan ayında insanlar genelde sadece "oruç" ve vecibesini yerine getirmeyi yeterli görmeye başladı. Oruç vecibesi nefsi terbiye bakımından önemlidir ama Müslümanlar için bu ayda yerine getirilmesi gereken başka vecibeler de vardır. Türkiye'de 73 milyon insan yaşıyor. İstihdam sayısı ise sadece 23 milyon. Bu 23 milyon kişi kamuda çalışıyor, özel sektörde çalışıyor. Kimi devlet için karar veriyor, kimi özel sektör için. Kimi kamu kuruluşuna ait, kimi özel sektöre ait makineyi işletiyor. Devlet çarkını da, özel sektör çarkını da döndürenler bunlar.Bunların da çok büyük bir kısmı ramazan ayı boyunca oruç tutacak. Oruç (gerçekçi olalım) kamunun ve özel sektörün tamamında verimin düşmesine yol açacak.Kamu ve özel sektör bir bütünlük içinde çalışır. Üretir. Sistemde yer alan dişlilerden bazılarının normal işlevini yapamaması halinde, öbür dişliler de olumsuz etkilenir. Çark eski hızında dönemez.Ben bunları yazıyorum ama, bunun çaresi var mı ? Yok. Sadece gerçeği bilelim. Ramazan ayındaki verim kaybını diğer aylarda telafi etmeye çalışalım. Günümüzün şartları ağır Ekonomi yaz rehavetinden yeni çıktı. Yaz sonu üretim çarklarının hızlanması gerekirken ramazan ayı başladı. Ramazandan çıkacağız, "İki bayram arası" denilen ve özelliği olan dönem başlayacak. Onun arkasından yeni yıl gelecek.Bizde "kötü bir erteleme" alışkanlığı var. Ramazan, iki bayram arası, Kurban Bayramı, yılbaşı erteleme arayışındakilerin çok kullandığı "bahane"lerdir. Hele ramazan bitsin. Bayramdan sonra gel. İki bayram arası olmaz. Kurban Bayramı'ndan sonra olsun. Yılbaşı geçsin. En çok başvurulan bahanelerdir.Hayatı da ertelemeyelim, çalışmayı da. Her boş geçen gün kayıptır. Hem kendimiz hem de ülkemiz için. Ramazan bir bahane olmasın. Verimi düşürmemeye çalışalım. Hem kendimiz için hem de ülkemiz için.Tekrar tüm okuyucularıma hayırlı ramazanlar dilerim. guras@milliyet.com.tr Hayatı ertelemeyiniz