Bundan tam on yıl önce 1995 yılında İstanbul'da yapılan "Birinci Arama Konferansı"na katılan 22 değişik ülkeden ve de farklı disiplinlerden 50'yi aşkın bilim adamı, araştırmacı ve işadamı "21. yüzyılın ideal üniversitesinin nasıl olması gerektiğini, nasıl bir felsefeyle yola çıkılmasının doğru olacağını" tartışmış, üniversitenin felsefesini belirlemişti."Farklı bir dünya üniversitesi" hedefine dönük felsefenin "birlikte yaratmak ve geliştirmek olduğu" doğrultusunda görüş birliğine varılmıştı. Üniversite kampusunun inşaatı tamamlanırken, bu felsefe doğrultusunda öğretim programları hazırlandı. Öğretim kadroları tamamlandı. 1999 yılında öğretime başlandı. Geçen cuma ve cumartesi günleri Sabancı Üniversitesi'ndeki "İkinci Arama Konferansı"nda yabancı ve yerli katılımcılar üniversitenin gelecek on yılını tartıştı. 1350 dönüm arazi üzerinde 162 bin dönüm kapalı alanda 37 binası, 40 dönümü kapsayan suni gölü, geniş yeşil alanlarıyla, 2 bin yataklı 7 öğrenci yurdu, öğretim üyeleri lojmanları, kütüphanesi, spor salonları, konferans salonu, marketi, bankası ve laboratuvarlarıyla Sabancı Üniversitesi Kampusu bugün küçük bir şehir görünümünde.Kuruluşundan bu yana üniversitenin rektörlüğünü Prof. Dr. Tosun Terzioğlu yapıyor. Üniversitenin 3 fakültesi (mühendislik ve doğa bilimleri, sanat ve sosyal bilimler, yönetim bilimleri fakülteleri) 12 lisans, 17 lisansüstü ve üç yan dal programı var. Üniversitede "bölümsüz/disiplinler arası" öğretim sistemi uygulanıyor.Bugüne kadar (yarısı lisansüstü) 1029 öğrenci mezun oldu.2880 öğrenci öğrenim görüyor. Öğretim üyesi sayısı 290. Öğrencilerin yüzde 40'ı burslu, burs alamayan lisans öğrencileri öğretim yılı başına 19.500 YTL ders ücreti, 3600 YTL yatak ücreti ödüyor. Küçük bir şehir Sabancı ailesinin ve şirketlerinin yaklaşık 400 milyon dolar bağışıyla kurulan üniversiteye aile maddi desteğini sürdürüyor. Ailenin temsilcisi Güler Sabancı, mütevelli heyetinin başında. Ben ilk Arama Konferansı'na da katılmıştım. O konferansta hayal olarak ortaya atılan görüşlerin, önerilerin, oluşturulan felsefenin on yılda gerçekleştiğini ve ürünlerini görmek insanı duygulandırıyor.İkinci konferansta Sabancı Üniversitesi'nin "daha iyi bir Türkiye, daha mutlu bir Türk halkı" hedefine dönük olarak önümüzdeki on yılda neler yapması gerektiği tartışıldı. Toplantıya katılanlar üniversitenin ülkedeki değişimin itici gücü olması gerektiğini vurguladı. Üniversitenin eğitim, araştırma ve yayına dönük ana sorumluluğu yanında iyiye dönük değişime destek vermesinin önemi üzerinde duruldu.On yıl sonra bir araya gelenler bu çizginin çok daha ötesinde yeni hedefler belirleyecek.Türkiye'de iyi şeyler de oluyor. guras@milliyet.com.tr Daha iyi bir Türkiye
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025