Ocak ayı sanayi üretim endeksi yayımlandı. Bu endekse göre sanayimizin durumu şöyledir:
- Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış 2005=100 sanayi üretim endeksi, 2009 yılı ocak ayında 96.6’ya kadar düşmüştü. Bu yılın ocak ayında 110.4 olarak gerçekleşti. Açık anlatımıyla, bir önceki yılın ocak ayına göre sanayi daha fazla üretiyor. Ama unutulmasın ki, 2008 yılı ocak ayında endeks 120.1 idi. Bu yılın ocak rakamını 2008’in en düşük rakamıyla karşılaştırarak sanayi üretimi bir yılda yüzde 16.1 oranında arttı, sanayi şaha kalktı demek yanıltıcı olur.
- Kriz sonrası sanayinin gerçek durumunu anlamak için, 3 soruya cevap aramak gerekir: (1) Sanayi üretimi eski güzel günlerdeki endeks rakamının ne kadar gerisindedir? (2) Aylık üretim rakamları devamlı bir artış eğilimine girmiş midir? (3) Eski güzel günlerdeki üretim çizgisine ne zaman ulaşılacak ve ne zaman bu çizginin üzerinde bir üretim artışı başlayacaktır?
- Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi 2008 yılı başlarında 120’lerde dolanıyordu. 2009 yılı sonundan bu yana 110’larda dolanıyor. Demek ki eski üretim çizgisinden uzağız. Öncelikle eski üretim çizgisine ulaşmamız gerekiyor.
Üretim yavaş artıyor
- Aylık üretim artışlarında hedefimiz, eski güzel günlerdeki üretim rakamına erişmek olduğuna göre öncelikle her ay sanayi üretiminin ne kadar arttığını izlemek zorundayız.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi endeksindeki aylık artış 2009 Eylül’ünde sıfır iken, ekiminde + 3.9 oldu. Kasımda artış +2.6’ya düştü. Aralıkta artış yerine -0.6 daralma gerçekleşti. 2010 Ocak ayı artışı + 0.3 olarak açıklandı.
Demek ki, sanayide eski güzel günlerin üretim rakamına erişmek için artış “mehter marşı gibi” iki ileri bir geri modelinde yavaş gidiyor.
- Unutulmasın... Önce eski üretim çizgisine ulaşacağız. Sanayinin gerçek büyümesi o noktadan sonra başlayacak.
- Bu tabloya bakarak iyimserler “Krizin olumsuz etkisi sona erdi, sanayide üretim artışı başladı” diyecekler. Kötümserler ise “ Sanayide üretim artışı bir türkü başlayamıyor” diyerek onlara karşı çıkacaklar. Gerçekçiler ise, “Sanayi üretiminde bir kıpırdanma başladı ama talebin sınırlığı nedeniyle, düzenli bir artış eğilimini henüz yakalayamıyoruz” şeklinde yorum yapacaklar.
Talep olmadan üretim artamaz
Sanayide üretim artışının hızlanması ve sürmesi iç ve dış talebin canlanmasına bağlıdır.
İhracattaki artışın yavaş olmasına rağmen şimdilerde sanayi üretiminin kıpırdanmasının arkasında dış pazara yönelik üretim vardır.
İç talep canlanamıyor. Talep, parası olanlar paralarını harcamadığı için değil, halkın çoğunun parası kalmadığı için daraldı.
Sanayide kapasite var. Sanayi kesimi üretmeye hazır bekliyor. Ama talep olmadan üretim artırılamıyor.
İşte o nedenle anlaşılan o ki, sanayi üretimi önümüzdeki dönemde ihracat talebine bağlı olarak artabilecek. Çünkü önümüzdeki günlerde iç talebin canlanmasına imkân verecek hiçbir gelişme olamayacak. İşsizler iş bularak pazara giremeyecek. Dar ve sabit gelirlilerin geliri artmayacak. Maaş ve ücretlere zam gelemeyecek. İç talep canlanmadıkça da sanayide üretim artışının hızlanması mümkün olamayacak.