Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Okullarda hocalarımızın bize anlattığı, tarih - coğrafya kitaplarında İstanbul'un en önemli kültürel ve tarihi varlıklarından biri olarak tanıtılan, resimlerini görüp ezberlediğimiz ünlü "Binbirdirek Sarnıcı" içine çarşı yapılmak üzere "yap işlet devret" modeline uygun biçimde bir müteşebbise verilmiş.
Binbirdirek Sarnıcı'nın çarşıya dönüştürülmesi, İstanbul'daki tarihi ve kültürel varlıkları korumak için kurulan "Anıtlar Yüksek Kurulu" tarafından onaylanmış. Kültür Bakanlığı bu tarihi ve kültürel eserin çarşıya dönüşmesine, çarşı olarak işletilmesini uygun görmüş.
Bütün bunlardan sonra sarnıcı çarşıya dönüştürecek olanlar sarnıcın zeminini betonla doldurmuş. İki katlı çarşı yapmak için, sütunların tam ortasından sarnıç ikiye bölünmüş. Asma kat inşa edilmiş.
224 sütunun büyük çoğunluğunun etrafı yerden 3 metre yükseklikle 35 - 40 cm. kalınlığında beton bir katla çevrelenmiş. Asma kat inşa edilmiş. Sonra da çarşıya çıkış kapısı yapılmak üzere İstanbul Adliyesi önünden 5.20 m x 5.30 m. bir tünel açılmış.
Şu andan "birkaç kötü niyetlinin(!)" müdahalesi nedeniyle işler aksamış görünüyor ise de, "başlamış iş biter"... Çarşı yakında hizmete açılır.
İşte böyle sayın okuyucularım... Adamını bulacaksınız. Adamını bulamazsanız madamını bulacaksınız. İstanbul'da ele geçiremeyeceğiniz sarnıç, sebil, park, saray, bahçe yoktur... Adamını veya madamını bulursanız "Yüksek Anıtlar Kurulu" her işe izin verir... Boğaz'ın iki yanı dağıtıldı, şimdi geldi sıra tarihi ve kültürel varlıklara...
Yakında, Ayasofya'yı diskotek, Beylerbeyi Sarayı'nı marangozlar çarşısı, Dolmabahçe'yi lokanta olarak tahsis ederler ise şaşmayınız.
"Binbirdirek Sarnıcı" "Yerebatan Sarayı" olarak bilinen Bazilika Sarnıcı'ndan sonra İstanbul'un ikinci büyük sarnıcıdır. Dördüncü yüzyılda, bundan 1.600 yıl önce yapılmıştır. Etrafı kalın duvarlarla çevrili sarnıçta 14'lü 16 sıra halinde 224 sütun bulunur. İstanbul aşığı Erdal Bilallar kardeşimiz olanı biteni kamuoyuna duyurdu. Sarnıcın nasıl betonlandığını, sütunlar arasına nasıl alüminyum doğramalar takıldığını, nasıl dükkanlar yapıldığını resimlerle kamuoyuna aktardı.
İşin ilginç yanı İstanbulluların olana bitene ilgi ve tepki göstermemesi; 1600 yıldır İstanbul'un olan bir tarihi ve kültürel varlık yok oluyor ses çıkmıyor... Malına sahip çıkmayanın malını elinden alırlar...