Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bizde tarımsal üretim "küçümsenir". Tarımda, hayvancılıkta her şeyin dağda bayırda kendiliğinden ürediği, çiftçinin bunları pazarlayıp "havadan para kazandığı", sonra da "köy kahvesinde yan gelin yattığı" varsayılır.
Bizde, tarım ürünlerine fiyat biçenler "Ahali bol bol ucuz ekmek, ucuz sebze, ucuz et yesin, ucuz süt içsin... Zürra ne halt ederse etsin!.." politikası izler.
Sonra, "Yavuu... Bu köyde yaşayanlar da neden topraklarını bırakıp şehre göç ediyor. Şehirler adam almıyor..." diyerek şaşırır kalır. Kimse düşünmez ki, köyünü ve toprağını terk edip şehre göçen çiftçi, "üretici" iken, "tüketici" olmaktadır. Eskiden buğday ekip kendi ekmeğini yaparken, şehirde fırının önünde ekmek sırasına girmektedir. Bunlardan söz edeni, bunları yazanları "popülist" diyerek sustururlar. "Üretici dünya fiyatı ile üretim yapamıyorsa üretim yapmasın" diyenler, bizde "vatansever" sayılır.

Önce "dünya fiyatı" konusunda açıklığa kavuşalım. Dünya fiyatı, şekerin, buğdayın, çayın ihraç fiyatı mı? Başka ülkelerde üreticiye ödenen fiyat mı? Başka ülkelerde tüketicinin o ürüne ödediği fiyat mı? Bunların üçü de farklı fiyatlardır. Bizde dünya fiyatı denilince akla hemen "buğdayı, çayı, sütü, eti" başka ülkelerden satın almaya kalksak, kaça alırız? O fiyat anlaşılır. İhracatçı ülkeler genelde ürün fazlası olan ülkelerdir. Ürün fazlalarını elden çıkarmak için "fiyat kırarlar"... Eğer Türkiye’nin dövizi bol ise, her şeyi dünya fiyatından alabilir. Ucuz ucuz alabilir. Ne diye otomobil üretiyoruz? Ne diye TV yapıyoruz? Ne diye inek besliyor, süt sağıyoruz? Ne diye buğday, çay ve hatta ve hatta domates, patates yetiştiriyoruz?.. Bastırabiliyorsanız dolarları, dünyada bu malları ucuz ucuz alacağınız yerler var.
Türkiye’nin üretim stratejisi nedir? Biz sanayi ülkesi miyiz? O zaman tarımı tatil edelim. Her yere fabrika dikelim. Tarım ürünlerini sanayiden alınan döviz ile dünyadan ucuz ucuz getirtelim. Amma ve lakin... İç borcu döndürmeye, dış borcu ödemeye döviz bulamayan Türkiye hangi dolar ile buğday, et, süt, arpa alacak?.. Hangi dövizlerle pirinç, mercimek, fasulye, nohut satın almayı sürdürecek?
Çiftçinin buğdayını "dünya fiyatı ile satmasını bekleyenler" acaba çiftçinin bu buğdayı üretirken tüm harcamalarını da "dünya fiyatı ile mi yaptığını sanıyor?"
Çiftçi traktörü, gübreyi, ilacı, mazotu dünya fiyatı ile mi satın alıyor? Çiftçi evine buzdolabını, TV göstericisini, Sana yağını dünya fiyatı ile mi satın alıyor?
Çiftçi bütün harcamalarını "Türk fiyatı" ile yapsın, ama buğdayını "dünya fiyatı ile" satsın...
Biraz insafsızlık olmuyor mu?