Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türkiye’nin Irak savaşı nedeniyle karşılaşacağı kayıpları ödemek için, ABD 10 milyar dolar verecekmiş... Hayır, 25 milyar dolar vermeye hazırlanıyormuş... Kerkük petrollerini de Türkiye’ye bırakacaklarmış... Irak harbi başlar başlamaz, kredi değerlendirme kuruluşları, Türkiye’nin kredi notunu yükseltecekmiş... Türkiye, kolaylıkla ve ucuz dış kredi imkanına kavuşacakmış... Dış çevreler bizimkilere "Bu Irak savaşı sizin için bir şans. Bu sayede Türkiye ABD’nin tam desteğini alacak, Türkiye köşeyi dönecek"... diyorlarmış.
Sayın okuyucularım, çocuk kandırır gibi, bizi kandırmaya çalışıyorlar. Irak savaşı çıkmadan biz faturayı ödemeye başladık. Bundan sonra savaş çıksın, çıkmasın faturanın tamamını biz ödeyeceğiz. Bize ne ABD’den para gelir, ne de Kerkük’ten petrol gelir. ABD Başkanı elini ABD Hazinesi’ne daldırıp, daldırıp, ona buna para dağıtma imkanına sahip değil. Bırakınız parayı, ABD tarafından Türkiye’ye kullanılmış, hurdaya çıkarılmış bir askeri gemi verilirken bile, Kongre’nin kararı gerekiyor. Kongre kararı olmadan, ABD bir başka ülkeye para veremiyor. Bugüne kadar ABD’nin kendisiyle işbirliği yaptığı için, ekonomisi kayba uğramış ülkelere yardım yaptığı görülmedi.
Kimse Kerkük gibi önemli bir petrol kaynağını, Türkiye’ye peşkeş çekemez. Türkiye dünya dengelerini altüst etme pahasına, Kerkük petrollerine sahip olamaz.
Sayın okuyucularım, harbe bulaşmış bir ülkenin kredi notunun yükseleceğini söylemek, en büyük kandırmacadır. Harp söylentisi bile sermayeyi ürkütür. Sermaye risk sevmez. Böyle ülkelere ne kredi ne de yabancı yatırımcı gelir. Gelecek bir şey yok ama, gidecek çok şey var. Gitmeye başladı bile. IMF destekli istikrar programı delindi. Bu istikrar programı o kadar hassastı ki, memura, işçiye, emekliye, çiftçiye ne kadar para verileceği, kuruşu kuruşuna programda gösteriliyordu. Bir süredir olası Irak operasyonu ile ilgili olarak, sivil ve askeri alanlarda harcamalar yapılıyor. Bu harcamalar büyüyecek. Eskiden program dışı harcamada yeri göğü yıkan IMF yönetiminden ne bir ses çıkıyor, ne bir nefes.
Irak savaşı olsun, olmasın, Türkiye’nin bu işe bulaşmasının çok büyük faturası var. Bu faturanın dışarıdan para gelse bile, para ile ödenmesi mümkün değil. Savaş nedeniyle yatakları boş kalan turizm yatırımcısının, işletmecisinin zararını, ABD hükümeti mi karşılayacak? Pazarını kaybeden ihracatçıları, ABD hükümeti teker teker bularak, ceplerine para mı koyacak? Büyük sigorta ödemeleri yapmak zorunda kalacak uçak, gemi şirketlerinin faturasındaki risk primini ABD mi ödeyecek?
Bırakınız savaşı, savaş söylentisi başlayalı beri, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yatırım, üretim durdu. İnsanlar mutsuz, endişe içinde.
Irak savaşı konusunda anlaşıldığı kadar, Türkiye’nin yapacağı bir şey yok. Türkiye mahkum. ABD’nin politikası çerçevesinde kendisine biçilen rolü oynayacak. Bu noktada, bunu bir kader olarak kabullenmekten başka yapacak şey yok. Bunu kabullenince de, faturanın tamamının bu halk tarafından ödeneceğini bilmemiz gerek. Bunu bilelim de, ileride "Hani bize para vereceklerdi, hani bize Kerkük’ü vereceklerdi?" diyerek dövünmeyelim.
Faturanın tamamını biz ödeyeceğiz. Savaş faturasını, kimse bizimle paylaşmaz.