Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Osmanlı Devleti'nin kuruluşunun 700'üncü yılı anısına İstanbul'daki Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde "Savaş ve Barış" diye adlandırılan bir sergi açıldı. "Savaş", Osmanlı'nın Viyana Kuşatması", Barış" ise, Karlofça Barışı.
Avrupalılarla savaşa giden Osmanlı ordusunun başındaki Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Viyana'yı alacağından o kadar emindi ki, "zafer alayı" düzenleyeceğini düşünerek en süslü, en görkemli eşya ve silahları atlara ve arabalara yükleyerek Viyana önüne kadar taşımıştı.
Osmanlı ordusunu Viyana önünde bozguna uğratan Avrupa ülkelerinin ortak ordusunun kumandanı Lehistan Kralı Üçüncü Jan Sobieski, Viyana önünde bozguna uğradıkları için her şeylerini bırakıp geri dönmek zorunda kalan Osmanlılardan geride kalan kıymetli eşyaları alıp Polonya'ya götürdü.
Polonyalılar Osmanlı'dan geriye kalanları yağmalamadı. Zafer hatırası olarak sakladı. Türk ve İslam Eserleri Müzesi Müdürü Nazan Ölçer tam beş yıldır bu eserleri Türkiye'ye getirmek için uğraşıyor. Beş yıl önce Polonya'ya gitti değişik müzelerde, kiliselerde, devlet arşivinde, kütüphanelerde, askeri müzelerde muhafaza edilen binlerce Osmanlı eserinden 382'sini sergilenmek üzere seçti. Tam 26 ayrı yerden toplanan bu eserlerin Türkiye'de sergilenmek için Polonya dışına çıkarılmasına hükümet izin verdi. Ve bu sergi gerçekleşti.
Osmanlıların neleri varmış? Osmanlılar nasıl yaşarmış? Polonyalılar neleri ele geçirmiş? Polonyalılar Osmanlıya nasıl değer vermiş ve ele geçen eserleri nasıl saklamış? Sergiyi görmek gerekir. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın çadırı, silahları, değerli eşyaları, Viyana önünde bozguna uğrayan askerlerden kalanlar insanı etkiliyor. Karlofça Anlaşması'nın orijinal metni bu sergi için Türkiye'ye getirilmiş. Polonyalılar Osmanlı'ya o kadar değer vermiş ki sadece harp ganimetlerini saklamakla kalmamış, Osmanlı'nın yaşamını, kültürünü, sanatını incelemiş. Polonya - Osmanlı ilişkilerini ve de Osmanlı'da günlük yaşamı resimlendirmiş.
Nazan Ölçer yönetimindeki kadro sergiyi o kadar güzel düzenlemiş ki, eserleri seyrederken, duvarlardaki kısa açıklamalarla o dönemin tarihini izleme şansı doğuyor. Üç yüz yıl önce olanı biteni hatırlıyorsunuz. Bilindiği gibi, Kanuni Sultan Süleyman kumandasındaki Osmanlı ordusunun ilk Viyana kuşatması 26 Eylül 1529 yılında başladı. Viyana'yı alamayacağını anlayan Kanuni 15 Ekim'de kuşatmaya son vererek Tuna üzerinden İstanbul'a döndü.
Osmanlı'nın ikinci Viyana kuşatmasını ise Merzifonlu Kara Mustafa Paşa 14 Temmuz 1683 tarihinde başlattı.
Nisan ayında Edirne'den hareket eden ordu mayısta Belgrad'a ulaştı. 18 Mayıs'ta Paşa, "serdar - ı ekrem" tayin edildikten sonra Viyana üzerine yürüyüşe geçti.
50 bini süvari, 350 bin kişilik ordusu vardı. Ayrıca 150 bin kişilik geri hizmet askeri ve ağırlıkları taşıyan 50 bin araba arkadan geliyordu. Tuna'da da 150 parça gemi bekliyordu.
Padişah Yanık Kalesi'nin ele geçirilmesini beklerken Paşa'nın hedefi Beç (Viyana) şehrini ele geçirerek üne kavuşmaktı. 14 Temmuz 1683'te Viyana önüne geldi. Kuşatmayı başlattı. Büyük toplar almadığından kuşatma başarılı olamadı. 26 Ağustos'ta saldırıya geçti. 7 Eylül'de Jan Sobieski kumandasındaki müttefik kuvvetler Tuna'yı geçip Budin Beylerbeyi İbrahim Paşa'yı yenince bozgun başladı. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa 16 Ekim'de Belgrad'da idam edildi. 29 Ekim'de Estergon düştü.
Padişah II. Mustafa Viyana bozgunundan sonraki bezginliği ortadan kaldırmak için üç defa Viyana üzerine sefere çıktı. 1697'deki üçüncü seferde Prens Eugene Osmanlı ordusunu perişan etti. 30 bin asker öldü. Bunun üzerine Osmanlılar barışa yanaştı. 23 Ocak 1699'da imzalanan Karlofça Anlaşması ile Osmanlılar Avrupa'dan çekilmeyi kabullenmek zorunda kaldı.
Sergilenen eserlerin tamamını içinde toplayan her eser hakkında bilgi veren bir katalog hazırlanmış. Mars Matbaası'nda bastırılan ve Fako İlaç firması adına Kaya Turgut'un desteği ile ortaya çıkan bu nefis katalog 15 milyon liraya satılıyor.
Ne yapınız, ediniz, İstanbul'da iseniz veya İstanbul'a yolunuz düşer ise Sultanahmet'teki İbrahim Paşa Sarayı'na giderek bu olağan dışı sergiyi geziniz. Çocuklarınıza gösteriniz... Bunları bir daha görmek imkansız.