Terör Doğu’dan Batı’ya sıçradı. Foça’da 1 er şehit oldu. 11 er yaralandı. “Terör haberlerini, şehit haberlerini abartmayın” deniliyor... “Ekonomideki iyilikleri anlatın” deniliyor.
İyi de... Ülkede hiçbir şey olmuyormuş, Doğu’da, Batı’da bombalar patlamıyormuş, helikopter destekli güvenlik güçleri çatışmalarda her gün şehit vermiyormuş gibi davranarak ve kendi kendimizi kandırarak “borsa şahlandı, dolar ucuzladı, faiz geriledi” muhabbetini sürdürmek mümkün mü?
Ne var ki, “Beni ısırmayan yılan bin yıl yaşasın” misali, olan biteni umursamadan normal yaşamı sürdürme havasına girildi.
Yaz tatili, iftar ziyafetleri aksamadan devam ediyor. Politikacılarımız, şehit cenazelerinde görüntü verdikten sonra birbirlerini yemeyi sürdürüyor. İç politikada gündemin en önemli maddesi Cumhurbaşkanlığı koltuğunun nasıl paylaşılacağı. Dış politikada gündemin en önemli maddesi “Esed Kardeşimiz”i koltuktan nasıl indireceğimiz. Çatışmalardan ve şehitlerden çok bunlar konuşuluyor.
Ekonomi kendi yolunda
İlginç olan da şu, sanki terör bu toprakların sorunu değilmiş, sanki şehitler bu vatanın evladı değilmişçesine, ekonomide işler yürüyor.
Ekonomi sayfalarında yazıları yayımlananlardan ekonomide olan biteni anlatmaları bekleniyor... Patlayan bombalara kulakları tıkayarak, şehitleri unutarak ekonomide olan biteni anlatmak mümkün mü? İşte bu nedenledir ki, yazının başında içimi dökmek, ekonomide olan biteni anlatırken kafamın nasıl karışık olduğunu anlatmak istedim.
* Yılın ilk üç ayı, ikinci üç ayı, yarısı derken, yılın sonuna yaklaşıyoruz. Ramazandan sonra yılsonuna 4 ay kalıyor. 2012 şöyle veya böyle bitti demektir. Mevcut verilere göre yüzde 4 dolayında bir büyüme ile yıl sona erecek.
* Ankara cari açığı küçültmek için talebi daraltıcı politikalar uyguluyor. İçeride talep daraldı, dışarıda piyasalar durakladı. Sonuç olarak iç ve dış talep küçülünce üretim de küçüldü.
* Sürpriz gelişme, Suriye olayları nedeniyle Suriye ve Suriye üzerinden körfez ülkeleriyle giderek gelişen ticaretin duraklaması. Bunun sonucu sınır illerindeki sanayi ve ticaret erbabının işlerinin bozulması.
* Tarımsal üretim ile yaş meyve ve sebze üretimi orta karar görünüm veriyor.
* Bizde genelde reel ekonomiden (üretimden) çok parasal ekonomiye (paradan para kazanmaya) önem verilir oldu. Parasal ekonomide işler hiç de fena değil.
Yuvarlanıp gidiyoruz
* Geçtiğimiz günlerde borsa uzmanı Abdurrahman Yıldırım, 7 ayda borsaya para yatıranların neler kazandığını hesaplayarak yayınladı. İlk 7 ayda banka hisselerine para bağlayanlar TL olarak yüzde 30, dolar olarak yüzde 37 kazanmış. Sanayi hisselerine yatırım yapanlar TL olarak yüzde 12, dolar olarak yüzde 19 kazanç sağlamış. (Allah bin bereket versin derler ya... İşte o biçim.
* Alışveriş Merkezi Yatırımcılar Derneği’nden yapılan açıklamaya göre, yılın ilk 6 ayında ülkenin dört bir yanındaki 360 AVM’de halkımız 157 milyar TL’lik alışveriş yapmış. Halkımız geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27 oranında daha fazla para harcamış.
* Altının gramı bir zamanlar 102 TL idi, şimdilerde 93 TL’lerde dolanıyor.
* Dolar 1.78 TL’lere satılıyor. Yarım dolar ve yarım Euro’dan oluşan “Döviz Sepeti” (Bu ithalatın ne kadar ucuz olduğunu gösterir) 2.21 TL’lere kadar çıkmıştı. Şimdilerde 2.00 TL’nin altında, 1.98-1.99 TL’lerde dolanıyor. (İthalatçının yüzü gülüyor. İhracatçı üzülüyor.)
* Hazine gösterge faizi yılbaşında yüzde 11.5’lara çıkmıştı. Şimdilerde yüzde 8’in altında, yüzde 7.50-7.70’te dolanıyor.
* Döviz fiyatı fazla oynamadığı için yüzde 7.70 faiz yabancılara cazip geliyor. Borsa tırmanışta olduğu için yabancılara cazip geliyor. Bu iki kanaldan yurda giren sıcak para da döviz talebini karşılıyor.
İşte böylece yuvarlanıp gidiyoruz... Terörü ve şehit haberlerini umursamaz isek!...
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025