Türkiye Cumhuriyeti devleti, "şeriat" esaslarına uyarak, "takiye" yaparak, kamuya ait yolların, binaların mülkiyetini Araplara devrederek borçlanamaz. 2003 yılında bu tür borçlanmaya giden bir Türkiye Cumhuriyeti devleti, "çağdaş olma" iddiasından vazgeçmiş demektir.
Bizim dış kaynağa ihtiyacımız var. Kısa sürede borçlarımızı döndürmek, uzun sürede yatırımı ve üretimi artırmak için dışarıdan kredi kullanmaya mecburuz. Kullanacağız.
Eskiden para kıt idi. Şimdilerde ise dünyada "para"dan bol bir şey yok. Parası olanlar paralarını koyacak yer bulamıyor. Paranın bolluğundan "fiyatı" (faizi) yerlerde sürünüyor.
ABD'de 2 yıl vadeli Hazine bonosunun faizi yıllık yüzde 1.17, 10 yıl vadeli tahvilinki yıllık 3.36. Bankalar dolar mevduatına yılda yüzde 2 faiz ödüyor. Bankalar 1 yıl vadeli krediye yüzde 3.74 faiz istiyor.
Londra'da Libor denilen bankalararası işlemlerde esas faiz oranı yüzde 1.20'ler dolayında. 10 yıllık tahvil faizi yıllık yüzde 3.59 dolayında.
Batı'nın para ve sermaye piyasalarında borçlanmanın yolu bir. Cari faiz oranı belli. Bunun üzerine borçlanacak ülkenin "risk" primi ekleniyor. Senet imzalatılıyor. Bono veya tahvil çıkarılıyor. Para geliyor... Çağdaş finans sistemi böyle işliyor...
Ama gazetelere yansıyan haberlere göre bizim AKP'li Maliye Bakanımız çağdaş finans sistemi yerine, "Çöl Sistemi"ni tercih ediyor. "Şeriat" esasları dahilinde Türkiye'yi borçlandırmak için ter döküp duruyor.
İlk haber Milliyet Ekonomi'de çıktı. Nedim Şener, kamuya (halka) ait malların, mülklerin bir varlık şirketine devredileceğini, bu şirketin de bu mallar mülkler karşılığı "İslam Bonosu" bastırılacağını, bu bonoların Araplara satılacağını yazdı. Kamu (halk), mülkiyetini devrettiği mala ve mülke kira ödeyecek, bu kira bedeli de faiz yerine İslam Bonosu satın alan Araplara gidecek... Araplara ödenecek kiranın belli bir faiz gelirinin altına düşmeyeceğinin garantisi de, bu işin "takiye"sini teşkil edecek.
Önceki gün Hürriyet'te Şükrü Küçükşahin, "Sukuk İcara bizi kurtaracak" başlığıyla Maliye Bakanı'nın eylülden önce İslam Bonosu çıkarma hazırlığında olduğunu yazdı.
'Araplara icar ödenecek'
Görüyorsunuz... Kelimeler, deyimler bile bize yabancı. Çünkü bunlar bin yıl öncenin "çöl" şartlarında geçerli borçlanma usulleri... Şeriat baskısı altındaki az sayıdaki Arap ülkesinde "faize karşı takiye" için "takla attırılarak" sürdürülen uygulamalar.
"Sukuk", yazılı belge anlamına kullanılıyor. "Şeriat" kaidelerine göre, bu kelimenin peşine, farklı borçlanma isimleri ekleniyor. "İcara" (icarah), icar karşılığı borçlanma yolu. Ürün karşılığı borçlanma "Muzara", sulama karşılığı borçlanma "Musaqa", ağaçlandırma karşılığı "Mugarasa" diye adlandırılan borçlanma yolları var. Bitmedi... Salam, İstisna, Musharaka (Sharika), Mudaraba, Vakala, Murabaha var. Uzun lafın kısası şu: Bu yolda "faiz" yerine "takiye" ile Araplara "icar" ödenecek...
Şeriat: Ayet, hadis ve icma - i ümmet esaslarına dayanan dini kaideler.
Takiye: Sakınma, çekinme, birinin mensup olduğu mezhebi gizlemesi.
(F. Devellioğlu, Osmanlıca - Türkçe Ansiklopedik Lügat)
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025