Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Minibüsün şoförü Sadık Gümüş, "- İşte Jet - Pa fabrikası buraya kurulacak abicim" diyor. Karayolundan Siirt'e girerken yol boyu sıralanan terk edilmiş, harabe hale gelmiş ahırların arasında "Jet - Pa Otomobil Fabrikası"na 5 kilometre kaldı - 3 kilometre kaldı - Jet - Pa Otomobil Fabrikası burada kurulacak" yazılı levhalar görülüyor.
Minibüsün şoförü Sadık Gümüş, boş bir binayı gösteriyor. "- Burası da Siirtlileri yakan Meyankökü Fabrikası'nın binası" diyor ve anlatıyor. TSKB öncülüğünde Siirtliler bir araya geldi. Sermayesinin yüzde 49'u mahalli halka, yüzde 51'i TSKB'ye ait fabrika kuruldu. Sonra TSKB hissesini Alarko'ya sattı. Alarko işletiyorum, işletim derken fabrikayı kapattı. Siirtlilerin paraları da, umutları da yok oldu.
"- Gazetelerde Jet - Pa ile ilgili haberleri okuyor musunuz? Jet - Pa'nın bu fabrikayı yapabileceğine nasıl inanıyorsunuz?" diyecek oldum.
Minibüs şoförü, "- Yok abi... Yapar... Sen gazetelere bakma... Jet - Pa yapar... Jet - Pa iki yıldır Siirt'te dört yüz fakir aileye bakıyor. Her ay banka hesaplarına 50 - 100 milyon lira para yatırıyor. Jet - Pa, futbol kulübüne sahip çıktı. Siirt'teki çocuklar avarelikten, kahveden kurtuldu. Jet - Pa'nın desteği ile bizim futbolcular Birinci Lig'e çıksın... Siirt'in kaderi dönecek. Maçlara gelenler için beş yıldızlı oteller yapılacak, lokantalar açılacak. Dükkanlar şenlenecek. Minibüslere iş çıkacak."
Sadece minibüs şoförü için değil, Siirtlilerin çoğu için Jet - Pa bir ümit. Kimse Jet - Pa'yı kötüleyen, Jet - Pa için tereddüt ifade eden söz duymak istemiyor.
Çünkü şu anda yöre halkı bir ümit peşinde... Ve de tek ümit ışığı Jet - Pa'dan gelmiş. "Fakirlere para dağıtan, futbol kulübünü Birinci Lig'e çıkaran, fabrika da yapar" deniliyor...
Siirt Valisi Erol Arıkan Siirt'in on beş yılda değişen sosyal ve ekonomik yapısına dikkati çekiyor. Batman ve Şırnak da Siirt'e bağlı iken Türkiye'nin başka bölgelerine yaklaşık 1 milyon göç vermiş. Terör döneminde Siirt'ten dışarı göç devam ederken, köylerden gelenlerle Siirt'in 82 binlik şehir nüfusu 132 bine yükselmiş. Eski Türk / Arap / Kürt kökenli nüfus dengesi değişmiş. Kürt kökenli nüfus çoğunluk olmuş. Bu nedenle HADEP belediye seçimlerini almış. Sermaye ve nitelikli insan kaçmış. Sosyal ve kültürel erozyon hızlanmış.
Üretici nüfus tüketici hale gelmiş. Siirt'te topu topu 19 üretim tesisi varken bugün sadece üçü - beşi çalışmaya çalışıyor... Un fabrikası bile kapanmış. Yörenin ana ürünü olan fıstık bile işlenmesi için Gaziantep'e taşınıyor.
Şehri besleyen, altı bin kamu personeli ile çok sayıda güvenlik görevlisinin harcamaları. Devlet maaş ödüyor. Maaş yöre ekonomisini ayakta tutuyor.
Siirt adı uzun yıllar "eşkıya diyarı"na çıkmış. "Hamido, Hekimo ve Koçero" ile özdeşleşmiş. Derken Siirt "terör diyarı" olmuş. Siirtliler bu yanlış tanınmadan şikayetçi. Artık terör bitti diyorlar. Terör bittiğine göre devlet baba söz verdiği ilgiyi göstersin, elini uzatsın diyorlar.
Bir gerçek var: Devlet pek fazla bir şey yapamayacak... Yöreden göçen 1 milyon Siirtlinin temsil ettiği sermaye ve nitelikli insanın doğdukları toprağa Siirt'e gösterecekleri ilgi çok daha önemli. Devlet kısa sürede yöredeki 90 besi çiftliğinin onarımına, besicilik yapacakların desteklenmesine katkıda bulunabilir. Korucuların sivil hayata geçmelerini de sağlayacak bir proje içinde köylüye onar koyun birer koç dağıtabilir.
Yöre dışındaki Siirtlilerin kısa sürede dönüp bir şeyler yapacaklarını düşünmek hayaldir. Fakat, pamuk ellerini ceplerine atarak yöre halkını kilimcilikte, konfeksiyonda, yün örgüde üretici hale getirecek birer tezgah parası bağışlayabilir. Bu da at ile deve değil... Bir tezgah, bir makine 200 - 300 milyon liraya iki kişiye iş imkanı sağlıyor.


Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr