Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hazine’den sorumlu “ithal” bakanımız Mehmet Şimşek, yurtiçinde ve dışında ne kadar toplantı var ise hepsine katılıyor. Yurtdışında uzun süre kaldığından unuttuğu Türkçesini geliştirmek için olsa gerek, her toplantında kürsüye çıkıyor. Bol bol konuşuyor. Toplantı toplantı dolaşmaktan, bol konuşmaktan işine bakamıyor.
Eğer Hazine çalışanları konuşmalarını gazetelerden okuyarak işleri yürütüyorlarsa, yandık demektir. Çünkü söyledikleri (Anadolu deyimiyle)  “Arkadaş, sen ya sayı saymasını bilmiyorsun, ya da hiç dayak yememişsin” biçimi konuşmalar.
Türkiye’nin 2 önemli açığı var. Bu açıklar kapatılmadıkça ekonominin çarkları dönmez.
(1) Döviz açığımız var. Döviz açığını kapatmak için bu yıl “sermaye hareketi” ile ülkeye en az 40 milyar dolar döviz girmesi gerekiyor.Doğrudan yabancı sermaye girişi ve portföy yatırımları için döviz girişi aksar ise, bunun büyük kısmını dış kredi olarak bulmak zorunda kalacağız.
(2) Bütçemiz açık. Bütçe açığını kapatmak için bu yıl (tahminlere göre) 15-20 milyar YTL (ek) iç borçlanmaya gerek var.

Haberin Devamı

Borçları çevirmek güçleşti
Bunlar “açık rakamları”... Ama bunların gerisinde, geçmiş yılların açıklarından oluşan bir iç ve dış borç stoku var. Bu stoku yaşatmak (çevirmek ) için her yıl ödeme yapılıyor. Ama buna karşı yeniden para bulunuyor.
(1) Hazine’nin rakamlarına göre, kamunun ve özel sektörün 2008 yılında (eski borçlardan) anapara olarak 38 milyar dolar, faiz olarak 7 milyar dolarında ödeme yapması gerekiyor. Demek ki stokun yaşatılması (çevrilmesi) için 45 milyar dolarlık borç yenilemesi gerekecek.
(2) 2007’de iç borcu çevirebilmek için, Hazine 115 milyar YTL anapara, 40 milyar YTL faiz ödemesi yaptı. Bu ödemeler için de tekrardan 120 milyar YTL iç borç kâğıdı sattı. Bu yıl da en az bu büyüklükte ödeme ve borçlanma gereği var. Açık anlatımıyla, Hazine’nin işi zor. Ve de bu zor işi sessiz sedasız çalışan Hazine bürokratları yıllardır başarıyla (çömleği patlatmadan) sürdürüyorlar. Her gün borç ödüyorlar, yeniden borçlanıyor, tekrar ödüyor, tekrar borçlanıyorlar...
Ama Hazine’den sorumlu bakan bütün bunlardan habersizmişçesine, ilgisiz ilintisiz şeyler söylüyor.

Haberin Devamı

Faturayı halk ödüyor
Küresel piyasalardaki fırtına devam ederken ve de içeride geçen cuma günü patlayan fırtınanın Türk piyasalarını sarstığı günlerde, New York’ta düzenlenen bir toplantıya konuşmacı olarak katıldı. Reuters ajansına beyanat verdi. Bakınız neler söyledi:
- Türkiye küresel çalkantılara dayanacak güçte. Türkiye dış finansman almadan 2 yıl ayakta kalabilir. Yoluna devam edebilir. Elbette hoş bir deneyim olmaz ama 5 milyar doları aşkın, büyük bölümü nakit olan bir özelleştirme gelirimiz var.
- Mayısta IMF ile anlaşma süresi sona erecek. Yeni bir stand-by anlaşmasına gerek yok.
Şimşek böyle bol keseden atarken, içeride piyasaların huzursuzluğu devam ediyor. Hazine iç borçlanma ihalelerini geciktiriyor. Şimşek’e göre bütün bunlar önemli değil. “Faiz yüzde 20’yi geçerse Hazine, Merkez Bankası rezervlerini kullanacak. Borçlanmaktan vazgeçecek” diyor.
Geliniz görünüz ki, (1) Türkiye dışarıdan kaynak bulmadan ekonomi çarkını çeviremez. (2) IMF ile ilişkiyi sürdürmeye mecburuz. Bu kritik dönemde Türkiye’nin yeniden döviz bulabilmesi ve borçlarını yenileyebilmesi için IMF desteğine ihtiyacı var. (3) Hazine iç borcu çevirmek için bir iki ihaleyi erteleyebilir ama, Merkez Bankası kaynağıyla anapara ve faiz ödemelerini sürdüremez.
Şartlar ağırlaşsa da borçlanmayı sürdürmeye mecburuz. Ağır şartların faturasını da sonuçta bu halk ödeyecek. Onun için Şimşek, söylemleriyle şartları ağırlaştıracak yanlışlardan kaçınmalı.