Dünya, Türk halkının kendi siyasetçileri tarafından soyulmasını önlemeye çalışıyor... Şu günlerdeki mücadeleyi Mehmet Altan böyle özetliyor.
Dünya ne diyor? (1) Türk halkının kendi siyasetçileri tarafından soyulmasının önlenmesi için siyasetçinin elinin bankalardan çekilmesi şart. (2) Siyasetçilerin içini boşalttıkları kamu bankalarının yönetiminin siyasetçilerin elinden alınması şart. (3) Yemlik haline getirilen KİT’lerin siyasetçilerin elinden alınması şart. (4) Özelleştirilmesine karar verilen, bir türlü satılamayan KİT’lerin yönetimindeki siyasetçi kuklaların aralardan alınması, KİT’lerin konusunun uzmanları tarafından yönetilmesi şart.
Bizim siyasetçilerimiz ne yapıyor? Köylünün buğday ekmesini, pancar ekmesini, tütün ekmesini, çay ekmesini yasaklarken, bunun millete ne fatura getireceğini umursamayan siyasetçilerimiz yemlikler ellerinden alınmaya kalktığında ve milleti soymalarını önleyecek düzenlemeler gündeme geldiğinde "aslan" kesiliyor, "milliyetçilik" hatırlarına geliyor. Yemlikleri hortumlamayı, yemliklere kendi yandaşlarını oturtmayı "milli dava" olarak halka "yutturmaya" kalkıyor.
Milliyetçilik, üretim için halkın önünü açmaktır. Halkın iş ve aş sahibi olmasına yardımcı olmaktır. Milliyetçilik, halkın kendi siyasetçileri tarafından soyulmasına mani olmaktır. Milliyetçilik, Türkiye’ye IMF tarafından azarlanacak durumdan kurtarmaktır.
IMF dün gönderdiği mesaj ile dedi ki: "Ey siyasetçiler,
(1) Bankaların içini hortumladınız, hortumlattınız. Bankacılık krizini çıkardınız. Borçlanarak bankaların içini doldurdunuz...Şimdi bu bankaları elinizden kaçırmamak için düzen peşindesiniz. Hortumlamak ve de yandaşlarınıza hortumlatmak için oyunlar çeviriyorsunuz. Saf ve bakir Türk halkı bunları yutuyor ama dünya yutmuyor.
(2) Telekom şirketinin yönetim kurulu bir örnek, bir sembol. Dünyanın beklediği, yönetim kuruluna Ahmet efendinin, Mehmet efendinin tayini değil... Yönetime işini bilen, bu işin uzmanı olan, siyasete bulaşmamış insanların gelmesi. Ama, Türk halkını soymaya alışmış siyasetçiler buraya işini bilen değil, kendi adamlarınızı oturtmak için oyun üzerine oyun çeviriyorsunuz. Derdiniz Telekom şirketinin başarısı değil, burayı soymanıza yardımcı olacak kadronun oluşturulması. Saf ve bakir Türk halkı bunu yutuyor ama dünya yutmuyor."
IMF bunları söylüyor. IMF’nin dün yolladığı mesajın özü budur. Şimdi top bizim sahamızda, Türk halkını soymaya alışmış siyasetçilerimizde.
Ya "zılgıt yiyerek" soygun çabalarınıza (bir süre) ara verecekler...Ya da "biz soygundan dönmeyiz. Soygundan dönenin kaşığı kırılsın... Kahrolsun IMF, kahrolsun Derviş" diyerek gemileri yakacaklar. İşte o zaman "felaketlerden felaket beğeniniz..."