Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Operasyon sayısı 15'i buldu. Gözaltındakilerin sayısı 490, tutuklananların sayısı 216 oldu. "Operasyon yorgunluğu" başladı... Operasyonları başlatanların da, yürütenlerin de "hızı kesildi" veya "kestirildi"!..
Yakında "Susurluk" benzeri, "Paraşüt / Kartal / Matador / Balina / Hayal / Kasırga 1 / Kasırga 2 / Kasırga 3 / Fırtına / Serhat / Sis / Buffalo / Beyaz Enerji / Perde 1 / Hasat" davaları da kapanacaktır. Operasyonlar yavaşlayacaktır. Bankalarla ilgili soruşturmalar durdurulacaktır.
Unutmayınız, burası Türkiye'dir. Burada "Soruşturma vardır / Hüküm yoktur / Sanık vardır / Suçlu yoktur / Zarar vardır, tazminat yoktur / Soygun vardır, adalet yoktur."
Dahası var: "Figüran vardır, aktör yoktur / Eşelemek vardır, dibe inmek yoktur / Başlamak vardır, bitirmek yoktur."
Sonra efendim, bu ülkede "her pis işin altından Çapanoğlu çıkar..." Çapanoğlu, bazı dönemler bu politikacı, bazı dönemler öbür politikacıdır. Ama Çapanoğlu "güçlü ve yiğit bir politikacıdır". Susurluk olayının altında da bir Çapanoğlu vardır. Diğer operasyonların da... Devletin kucağına düşen bankaların da altında Çapanoğlu vardır. El konulacak halde olup da, el konulamayan bankaların da...
Her soygun, her vurgun olayında, kamunun ne kadar zarara uğradığı hakkında rakamlar açıklanır... "Hayali"den kimin kaç para hortumladığı, "kamu bankaları"na kimin ne kadar borçlu olduğu, "el konulan bankalar"dan kimin cebine ne kadar para aktığı kamuoyuna açıklanır... Ama bugüne kadar bu paraların bir kuruşu bile geri alınamamıştır.
Sayın okuyucularım, hiç merak buyurmayınız, ülke gündemi yavaş yavaş değişecektir. Bu konuda "düğmeye basıldı" bile... "Bu "düğme, başka düğme"... "Durunuz, düğmesi".
- Duralım arkadaşlar... Anlıyoruz, her işin altında Çapanoğlu var ama... Durmazsanız, Çapanoğlu'nun değil, Çapanoğlu ile bizim başımız derde girecek...
- Duralım arkadaşlar... Durmazsanız, bu iş ona bulaşacak. Buna bulaşacak. O içeri girecek. Bu içeri girecek... Ortalıkta adam kalmayacak...
- Duralım arkadaşlar... Durmazsanız, ekonomi duracak... İhracat duracak... İthalat duracak... İhaleler duracak...
- Duralım arkadaşlar... Durmazsak piyasada banka kalmayacak... Bankacı kalmayacak.
- Duralım arkadaşlar... Yabancılara ayıp oluyor!.. Yabancılar güceniyor. Dövizlerini çekiyor. Başımıza "Ermeni meselesi"ni çıkarıyor.
Sayın okuyucularım, "ihbar, iddia, itham" farklı şeylerdir "suç" farklı şeydir. Suçun ortaya çıkması için, "ihbar, iddia, itham"ın delillerle, belgelerle ispatı gerekir. Suç ispat edilmedikçe insanlar masum sayılır. Delil ve belge toplanmamış ise, hazırlık tahkikatı iyi yapılamamış, dosya iyi hazırlanmamış ise, suç ortaya çıkmaz, suçlu cezalandırılamaz. Bizde operasyonlar ihbar, iddia ve itham aşamasında kalıyor. Delil ve belge eksikliğinden mahkemeler suçu ve suçluyu belirleyemiyor. İhbar, iddia ve itham aşamasında koparılan gürültüden sonra sanıkların suçu ortaya çıkmayınca, kamuoyunun "adalet" duygusu zedeleniyor.
İhbar, iddia ve itham ile gözaltına alınan, hapishanede duruşma gününü bekleyenlerin bir bölümü suçsuz. Mutlaka ve hemen serbest kalmaları gerekir. Ama, Susurluk örneğinde olduğu gibi her operasyonda sanık olarak isimleri belirlenenlerin "tamamı" bir süre sonra serbest kalınca, kamu vicdanı sarsılıyor: "Herkes suçsuz ise bu bankaları, bu ülkeyi kim soyuyor?"
Sayın okuyucularıma olacakları söyleyeyim: (1) Operasyonlar yavaşlayacaktır. (2) Operasyonların dosyaları yavaş yavaş kapatılacaktır. (3) Bankalar Üst Kurulu'nun sesi kesilecek, el konulan bankaların birkaçı sahibine iade edilecek, birkaçı birleştirilecek, kalanı tasfiye edilecektir. (4) Halkımız "milli ve vatani" görevini yerine getirecek, operasyonlara konu olaylardaki açıklar ile, el konulan bankaların zararını, ekmeğe, maydanoza, fasulyeye, tüpgaza ve dolmuşa eklenen vergilerle tıkır tıkır ödeyecektir.