Affedersiniz diyecektik ki...
Ne diyecek mişsiniz bakayım? Fazla konuşmayın demedik mi?.. Kesin sesinizi. Sadece söyleneni yapın...
Ne yapmamızı uygun görüyorsunuz?.. Sayın büyüklerimiz.
Hala anlamadınız mı? IMF ne diyorsa onu yapın...
Bundan önce IMF’nin her dediğini yaptık... Gene battık...
Olsun devam edin... IMF’nin ek talimatları var... Onu yerine getirin... Dünya Bankası ne diyorsa onu yapın... ABD Büyükelçisi ne diyorsa onu yapın... Başkan Bush ne diyorsa onu yapın...
Önceki Başkan B. Clinton, deprem ziyaretine geldiğinde TBMM kürsüsünden bize ne yapacağımızı anlatmıştı... Onun dediklerinin hepsini yaptık...
O gitti... Şimdi yeni Başkan var. Ne yapacağınızı mektupla size bildiriyor... Mektupları iyi okuyun.
Bize tahkim kanunu çıkarın dediniz... Çıkardık... Enerji ihalelerini yabancılara açın dediniz... Açtık...
Ama Telekom’u satmadınız...
Önceki IMF mektubunda Telekom özelleştirilmesi için ne dediniz ve de ne istediniz ise yapmıştık...
Yetmez... Bu defa ne yapacağınızı daha açık anlattık. Ama siz ayak sürüyorsunuz. Zart zurt ediyorsunuz. Çok konuşuyorsunuz... Söyleneni yapın diyoruz... Anlamıyorsunuz...
Kusura bakmayınız... Anlamaya çalışıyoruz... Yunanistan ile arayı düzeltin dediniz. Düzelttik. Kıbrıs’ta gevşeyin dediniz. Gevşedik... Askeri harcamaları kısın dediniz. Kıstık. Yatırımları durdurun dediniz. Durdurduk... Türk halkı çok yiyip içiyor... Tüketimi frenleyin dediniz. Frene bastık. İdamları durdurun dediniz. Durdurduk. Şimdi n’apcaz?
Telekom, bankalar yasası çıksın...
Çıkıyor işte...
Yetmez... Biz ne diyorsak öyle çıkacak... Tek harfine dokunulmayacak?
Bizim politikacılar, bizim mebuslar, bizim Meclis, bizim Anayasa Mahkemesi, bizim Cumhurbaşkanı n’olacak?
Bak şimdi gene kıvırtıyorsunuz... Gördünüz mü siz böyle yapıyorsunuz... Siz her şeye karşısınız...
Pardon... Siz dediğiniz şey koskoca Türkiye Cumhuriyeti devleti... Bunun Anayasa’sı, yasaları, hükümeti, Meclis’i var...
İşte siz böylesiniz... Yapısal değişime karşısınız...Adam olmazsınız. Olamazsınız.
Sinirlenmeyiniz sayın büyüklerimiz... Sinirlenmeyiniz... Adam olmak için elimizden geleni yapıyoruz. Eskiden radyolarda "isteyin çalalım" programı vardı... İşte onun gibi... "İsteyin yapalım..."
Hayvancılara, çiftçiye, fındıkçıya, tütüncüye kredi de yok... Destek de yok...
İyi de biz şimdiden yediğimiz pirincin ve bakliyatın yarısını dışarıdan ithal eder hale geldik. Yakında tütün, şeker, buğday ve et için de ithalata başlayacağız...
Olsun... Bizde et bol, süt bol, arpa, buğday bol. Biz size yollarız. Ayrıca maliyeti yüksek fabrikaları da kapayın... Sanayicilik sizin neyinize...
Biz o zaman n’apcaz?
Biz ne yapacağınızı Sayın Derviş’e söyleriz... O da size söyler. Fazla konuşmayın... Sesinizi kesin... Sayın Derviş’i üzmeyin... Bu son şansınızdır... Sonra 5 milyar doları göndermeyiz haa!..
Sakın haaa... Yapmayınız, eylemeyiniz... Siz bizim kusurumuza bakmayınız. Siz tek 5 milyar doları gönderiniz... Biz ne istiyorsanız yaparız... Meclis - i Mebusan’ı da kaparız. Genel vali de atarız... Demokrasiyi ters - yüz de yaparız. Yere yatarız... Takla atarız. Amuda kalkarız. İş ki, şu 5 milyar dolar gelsin...