Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Süt işleyen büyük sanayi kuruluşları birlikte hareket ederek sütün fiyatını belirliyor. Sanayicinin belirlediği fiyat, Türkiye genelinde alıcıların fiyatını oluşturuyor. Üreticiye göre, alıcıların belirlediği fiyat, maliyeti karşılamıyor. Bu yüzden süt üretimi düşüyor. Süt hayvancılığı ölüyor. Türkiye'de süt tüketimi zaten düşük ama, yakında üretim talebi karşılamayacak. Süt işleyen kuruluşlar dışarıdan süt ve süt ürünleri ithaline başlayacak.
Türkiye'de bir yılda ne kadar süt üretildiği hakkında kesin bilgi yok. Yılda 10 milyon ton süt üretiminden söz ediliyor. 10 milyon tonu 65 milyon nüfusa bölersek, kişi başına yılda ortalama 15 kilo süt düşer. Kişi başı süt tüketimi İngiltere ve İspanya'da 100 kilonun üzerinde, ABD'de 86 kilo, Fransa'da 75 kilo, Almanya'da 64 kilo, Yunanistan'da 47 kilo.
Sütün kayıt altına alınmasını sağlamak için devlet, fatura ile satılan sütün kilosuna 5 bin lira teşvik primi ödüyor. Bu şekilde satılan sütün yıllık miktarı 2 milyon ton dolayında.
Türkiye'de süt işlemek üzere kurulmuş tesislerin sayısının 1.200 dolayında olduğu, bunların süt işleme kapasitelerinin 6 milyon tonu bulduğu tahmin edilir. Bunların sadece 200'ü "gıda konusunda devletin koyduğu şartlara uyan" işletmelerdir.
Bu ön bilgiden sonra şimdi de geleyim, süt fiyatları nedeniyle süt üreticisinin yakınmasına.
Türkiye'de süt işleyen sanayi tesislerinin toplam süt üretiminden aldıkları pay küçük ama, fiyatı bunlar belirliyor. Türkiye'de süt işleyen sanayi tesislerinin en büyükleri "Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği - SETBİR" kuruluşunun üyeleri. Bunların da en irileri, en büyük süt alıcıları, "Pınar, Sütaş, Mis/Nestle, Tikveşli/Danone, SEK/Koç" grupları. Büyük süt alıcılarının Trakya'da "kaymakamların yönetiminde süt birlikleri"nin ihalelerine girerek oluşturdukları alım fiyatı üç aşağı, beş yukarı Türkiye genelinde, "alım fiyatını" belirliyor.
Tarımdaki fiyat gelişmelerini en iyi izleyen iktisatçılardan biri olan Ali Ekber Yıldırım'dan öğrendiğime göre, çiğ süt fiyatı 1999 yılında 104 bin 500 lira iken 2000 yılında 143 bin liraya çıktı.
Bunlar ortalama fiyatlar. 2000 yılının Eylül ayında, mandıracılar peynir yapmaya başlayınca süte talep arttı. Mandıracılar fiyatı yükselterek süt topladı. Sütü mandıracılara kaptırmamak için süt işleyen sanayi kuruluşları da yüksek fiyatla süt almak zorunda kaldı. Bu nedenle çiğ süt fiyatları bu yılın başında 190 bin liraya yükseldi.
Peynir yapan mandıracıların talebi ortadan kalktı ya... Süt sanayicileri bu durumu değerlendirmek için çiğ süt fiyatını 190 bin liradan 25 - 30 bin lira aşağıya çektiklerini açıkladılar.
Süt fiyatını düşüren süt sanayicilerinin gerekçesi şu: "Süt ve süt ürünü verilen marketler, hipermarketler aldıkları malın parasını zamanında ödemiyor. Süt fiyatını düşürüyoruz."
Süt veren hayvan "hava ile su ile" beslenmiyor. Yem yiyor. Süt yeminin bir fiyatı var.
Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Genel Sekreteri Fehmi Aksoy'dan öğrendiğimize göre, AB ülkelerinde bir kilo süt yeminin fiyatı 0.30 DM, bizde ise 0.48 DM'dir. AB ülkelerinde bir kilo çiğ süt 0.57 DM'ye satılırken, bizde 0.50 DM'ye alıcı bulabilmektedir.
Fehmi Aksoy diyor ki, "Son iki yıllık sürede enflasyon yüzde 110 iken, çiğ sütün fiyatı sadece yüzde 57 arttı. Buna karşılık süt işleyen sanayiciler dayanıklı sütün fiyatını yüzde 117 artırabildi. Gene de fatura süt üreticisine çıkarılıyor."
Bu sorunun çözümü bugünkü şartlarda yok... Güçlü alıcı bir araya gelip fiyatı dikte etme şansını koruyacak. Bu sorunun çözümü, haraç mezat özelleştirilen "Süt Endüstrisi Kurumu"nun tekrar kurulması veya başka isim altında benzer bir teşkilatlanmaya gidilmesidir.
Fiyat baskısı altındaki süt üreticisi bir süre sonra batar. Hayvanını satar. Süt sanayicileri içeride süt bulamayacaklarından süt ve süt ürünleri ithalatı başlar... Avrupa'da, Amerika'da süt de bol, süt ürünleri de bol. Çünkü onların hayvancılık politikaları var. Onların süt üreticilerini koruyan teşkilatları var. Onun üretiminden vazgeçelim, bunun üretiminden vazgeçelim. Daha ucuz diyerek onu da, bunu da dışarıdan getirtelim de... Hangi döviz ile? Dövizi nereden bulacağız?